29 Mart 2012 Perşembe

İstanbul için ne dedi?

Metrobüsün mucidi olarak bilinen Enrique Penalosa İstanbul'un trafik sorunu için öneride bulundu
'Metrobüsün Mucidi' olarak kabul edilen ve Kolombiya'nın başkenti Bogota'nın eski belediye başkanı da olan Enrique Penalosa, Kiev ve İstanbul'da birkaç köprü daha yapmak istendiğini belirterek, “Oysa New York'ta kimse daha fazla köprü ya da tünel yapmaktan bahsetmiyor. Çünkü yeni köprü ve yollar yaparak trafik sorununu çözemeyeceklerini anlamışlar. Toplu taşımaya ağırlık vermeleri gerektiğini fark ettiler” dedi.

Arkitera Mimarlık Merkezi'nin Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlediği gayrimenkul sektörünün aktörlerini bir araya getiren “ArkiPARC 12 Buluşmaları”nın açılışında konuşan Penalosa, bütün vatandaşların şehrin sağladığı imkanlardan eşit bir şekilde yararlanma hakkına sahip olduğunu söyledi.

Penalosa, bir şehirde insanların parkları, bahçeleri, koşu ve bisiklet yollarını tercih etmesinin o şehrin insanlarının mutlu olduğunu gösterdiğini belirterek, iyi şehirlerin çocuklara,engellilere ve yaşlılara özgürce yaşam alanı sunduğunu kaydetti.

Ülkesindeki gecekondu sorununa vurgu yapan Penalosa, sözlerini şöyle sürdürdü:

"DAHA FAZLA YOL ATEŞE BARUTLA GİTMEKTİR"

“Yıllardır devam eden gecekondulaşma sorununun çevreye de çok olumsuz etkileri mevcut. Bunu önlemek için şehrin dışından arazi satın aldık. Özel imar yerleri kurduk. Şehrin etrafındaki arazilerde izinsiz konut yapımının önüne geçmiş olduk. Zenginleştikçe daha iyi evlerimiz, şehirlerimiz ve hayatımız olacağını sanıyoruz ama zengin oldukça daha fazla araba ve trafik sıkışıklığı oluyor. Peki İstanbul'da bu problemi nasıl çözeceğiz? Daha fazla yolla bu sorun çözmek ateşe barutla gitmek gibidir. Trafik sorunlarını daha fazla yol yapmakla çözemezsiniz. Amerika'da da trafik son yıllarda daha fazla sıkışmaya başladı. Oysa daha geniş yollar yapmanın trafik sıkışıklığını önleyeceğini düşünürüz ama tam tersi oluyor. Trafik sıkışıklığın oluşturan şey, arabaların sayısı değil. Bu sadece üç nedenden biri. Bu yapılan yolculukların uzunluğu ve sayısına da bağlı. 'Araba kullanımını nasıl sınırlayabiliriz?' diye düşünüyor şimdi uzmanlar. Paris, Londra, İstanbul gibi şehirlerde geniş yollar dar bir yerde toplanıyor. Mesela Kiev ve İstanbul'da birkaç köprü daha yapmak istiyorlar. Oysa New York'ta kimse daha fazla köprü ya da tünel yapmaktan bahsetmiyor. Çünkü yeni köprü ve yollar yaparak trafik sorununu çözemeyeceklerini anlamışlar. Toplu taşımaya ağırlık vermeleri gerektiğini fark ettiler.”

"GENİŞ YOL - BİSİKLET YOLU"

Penalosa, geniş yollarda otobüs ve bisiklet yolu ile kaldırımların olması gerektiğini ifade ederek, “Toplu taşımanın ilerletilmesi gerekir. Bizim Bogota'da plakalarla ilgili bir kısıtlama yöntemimiz var. Yine park alanlarının da sınırlandırılması gerekir. Park bulamayan insanlar toplu taşımaya yönelir. Dünyadaki eğilim böyle, İstanbul'da bu uygulanabilir. Yayalara iyi davranan şehirler yapmak lazım. Bir de elektrikli bisiklet kullanımı da teşvik edilmeli İstanbul'da. Ancak bunun için bir alt yapıya da ihtiyaç var. Bisiklet yolları aslında bir sembol, eşitlik sağlıyor” ifadelerini kullandı.

"OTOBÜS YOLDAN ÇIKARSA İSTANBUL'DA YOLUN İÇİNDE KALIYOR"

Ülkesinde metrodan daha hızlı yolcu taşıyan bir otobüs sistemi kurduklarını anlatan Penalosa, “Bu sistemde otobüsler için ayrı bir yol açtık. Otobüs bozulunca yoldan çıkarabiliyorsunuz ama bu İstanbul'da mümkün değil. Yolun içinde kalıyor. Ufak tefek bazı değişikliklerle bu sorunu çözebilirsiniz. Ayrıca otobüs sayısı daha arttırabilir. Otobüs kaldırıma daha yakın durmalı. Engellilerin daha rahat binebilmesi için İstanbul'un sorunları çözmek aslında teknik değil, politik bir sorun” şeklinde konuştu.

Bogota'da geniş bir bisiklet yolu açtıklarını dile getiren Penalosa, 10 binlerce insanın bisiklet kullandığını, bunun da ulaşımı büyük ölçüde rahatlattığını söyledi.
Kaldırım, yürüyüş ve park alanlarına yer ayrılması ve binaların sağlam zeminde olmasına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Penalosa, sahilleri de özel kişilere vermek yerine kamuya açılmasının şehri güzelleştireceğini kaydetti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var