30 Mart 2012 Cuma

Yatağan Termik Santrali ölüm saçmış

'Gizli' ibareli rapordaki ürperten ölümler...

Cavit YILDIRIM / YATAĞAN(Muğla), (DHA)
SAĞLIK Bakanlığı’nın talebi üzerine Muğla İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan araştırma, Yatağan Termik Santrali’nin insan sağlığına verdiği zararları ortaya koydu. Araştırma sonucu son 2 yılda sadece Muğla’daki hastanelerde 35 kişinin akciğer kanserinden yaşamını yitirdiği, 60 kişinin de aynı rahatsızlık nedeniyle tedavi gördüğü belirtildi. Muğla Tabib Odası Başkanı Naki Bulut, bu rakamın Yatağan için alarm verici bir durum olduğunu söylerken, Yatağan Belediye Başkanı CHP’li Haşmet Işık ise, devletin bu konuda gerekli sağlık taramalarını yapıp, gerekli önlemi almasını istedi.
Yatağan’da 30 yıl önce faaliyete geçen termik santral, 2006 yılına kadar baca gazı arıtma tesisi olmadan çalıştırıldı. Santral, çevreye ve insan sağlığına verdiği zararla yıllarca ülke gündeminde kalırken, çevreciler bir çok kez eylem yaptı. Sağlık Bakanlığı, geçen 31 Ocak’ta Muğla İl Sağlık Müdürlüğü’ne konuyla ilgili bir yazı göndererek, araştırma yapılmasını istedi. Yazıda, bakanlık bünyesindeki Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı’nca yürütülen epidemiyolojik araştırmalar kapsamında, Yatağan Termik Santrali’nin çevreye ve insan sağlığı üzerine olan etkilerine ilişkin bilgilere ihtiyaç duyulduğu belirtilerek, bu kapsamda 2011 yılı içerisinde termik santrali ile ilgili yürütülen çalışmaların (denetim, ölçüm, vb.) bilgilerinde eklenerek rapor hazırlanması istendi. Yazıda ayrıca, ilçedeki kanser vakalarının tespitine yönelik de tanı tarihi, tanıyı koyan sağlık kuruluşu bilgileri ve diğer istenen bilgilerin eksiksiz bir şekilde bildirilmesi talep edildi.
’GİZLİ’ İBARELİ RAPOR
Muğla İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hazırlanıp, ’Gizli’ ibaresi ile gönderilen raporda, Muğla’daki hastanelerde 2010 ve 2011 yıllarında 35 kişinin akciğer kanserinden yaşamını yitirdiği, 60 kişinin de aynı rahatsızlık nedeniyle tedavi gördüğü belirtildi. Yazıda ölen ve tedavi gören kişilerin isimleri de tek tek belirtildi. Çeşitli tarihlerdeki kükürtdioksit oranının ölçümlerine de yer verildiği yazıda, baca gazı arıtma tesisİ takıldıktan sonra yapılan ölçüm sonuçlarının normal değer olan 400 mikrogram / metreküpün altında olduğu görüldü.
RAPORUMUZ DİKKATE ALINMADI İDDİASI
DHA muhabirinin konuyla ilgili görüşüne başvurduğu Muğla Tabip Odası Başkanı Naki Bulut, satralle ilgili tehlikelere dikkat çekmek için 2000 yılında hazırladıkları raporun dikkate alınmadığını söyledi. "Yatağan için alarm çok önceden verilmeliydi" diyen Bulut, şunları söyledi:
"Türk Tabipleri Birliği’nin, bölgedeki hava kirlliği ile ilgili 2000 yılındaki araştırma raporu var. Daha sonra Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nin araştırmasıyla, bölgedeki koyunların kanında ciddi oranda toksit maddelere rastlandı ve karaciğer enzimleri yüksek bulundu. Bu da hayvanlarda ciddi bir zehirlenmenin olduğunu göstermekte. 2004 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nin yaptığı çalışmada ise 240 çocuktan 228’inin kanında kurşun düzeylerinin yüksek olduğu tespit edildi. Bölgedeki hekimlerin klinik gözlemleri de Yatağan’da kanser hastası sıklığının yüksek olduğu yönünde. Kanser vakalarının çok erken yaşta görüldüğünü, çok ender kanser türlerinin Yatağan bölgesinde daha sık gerçekleştiğini fark etmiş durumdayız. Tüm bunlar bizi 2006 yılında da bir çalışma yapma yoluna götürdü. Ege Üniversitesi ile birlikte bir proje hazırladık, Yatağan ile çevre ilçelerdeki kanser vakalarının tespitine yönelik bir çalışmaydı. Ne yazık ki kaynak bulamadığımız için bunu hayata geçiremedik. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda attığı adımı çok önemli buluyorum. Elimizdeki her türlü belge ve bilgiyi, deneyimlerimizi Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğüyle paylaşmaya hazırız."
’TESPİTLER DOĞRU İSE ALARM VERİCİ BİR DURUM’
Yatağan’da bir sağlık felaketi olduğunu bildiklerini ifade eden Bulut açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Ancak bu felaketin boyutlarının ortaya çıkartılması gerekiyor. Ortaya çıkacak duruma göre ilçede bir Onkoloji Hastanesi kurulması, çocukların sağlık taramasından geçirilmesi gündeme gelebilecek. Buradaki vatandaşların periyodik olarak kanser ve solunum sistemi hastalıkları açısından taramaları yapılabilecek. Bu nedenle bu çalışmanın bir an evvel kamuoyuyla paylaşılması ve Muğla’nın aydınlatılması gerektiğinin önemli olduğunu düşünüyorum."
NÜFUSA ORANLA CİDDİ BOYUTTA’
Muğla İl Sağlık Müdürlüğü’nün raporundaki akciğer kanserinden ölen kişi ve hasta sayısı rakamının, ilçenin nüfusu gözönüne alındığında çok ciddi olduğunu belirten Muğla Tabip Odası Başkanı Naki Bulut şunları kaydett:
"Eğer tespitler doğru yapılmış ise alarm verici bir durum. Üstelik bu rakamlar sadece Muğla’daki hastanelerden ibaret. Muğla dışındakilerin de dikkate alınması durumunda rakamın daha da artacağı kesin. Ama öncelikle bilimsel bir araştırmanın yapılarak son 5 yıllık verilerin ele alınması ve bu ölümlerin ne kadarının kansere bağlı olduğunun tespit edilmesi gerekir. Bu halk sağlığı sorununun, bu afetin sonuçlarının ortaya konulması gerekir. Ancak bu sayılar bile alarm verici bir durumun olduğunu ortaya koymakta."
KANSER VAKALARI SAKLANIYOR İDDİASI
CHP’li Yatağan Belediye Başkanı Hasan Haşmet Işık ise kendilerinin yaptığı araştırmada da aynı sonuçlara ulaştıklarına dikkati çekerek şöyle konuştu:
"Geçmişte de santralin neden olduğu kirlilik nedeniyle insanların kanser olduğunu söylemiştik. Ancak, bu hastalıklar hep saklandı. Yatağan’daki bir köyden gidip, İzmir’deki bir hastanede kanser tedavisi gören hasta öldüğünde, hastaneden çıkartılırken teşhisi kalp krizi veya kolay bir teşhis konularak gönderiliyordu. Aslında Yatağan’da gerçekten kanserin gelişmesi santralle birlikte gerçekleşti. Bu çalışma gösterecektir ki, Yatağan’da üst solunum yolu hastalıklarına yakalanan vatandaşımızın sayısı çok fazla. Özellikle astım ve bronşit. Devletimizden bu konuda gerekli sağlık taramalarını yapıp, gerekli tedbiri almasını istiyoruz."
20 bin nüfuslu Yatağan’da, baca gazı arıtma tesisi takılmadan önceki yıllarda kükürtdioksit oranı 2 bin 500 mikrogram / metrekübe kadar çıkarken, satrale Çevre İl Müdürlüğü tarafından bir çok kez para cezası kesilmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var