Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
21 Mart 2012 Çarşamba
CHP'den Suat Kılıç hakkında gensoru
Gazeteler
Bakan Suat Kılıç'ın restorasyon alanına girecek olan bölgede bu karar alınmış fakat kamuoyuna açıklanmamışken belediyenin Tarihi Alanları Koruma Şube Şefi vasıtasıyla iki ev aldığı açığa çıkmıştı. CHP, Kılıç'la ilgili gensoru önergesi verdi.
AA'nın haberine göre CHP Ankara Milletvekili Levent Gök ve 22 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığına verilen gensoru önergesinin gerekçesinde, Altındağ Belediyesi'nin, eski Ankara olarak anılan Hamamönü mevkisinde ''Talatpaşa Bulvarı Karacabey Hamamı ve Yakın Çevresi Sağlıklaştırma Çalışması'' projesi kapsamında 2007'den itibaren bir çalışma yürüttüğü anımsatıldı.
Eski evlerle dolu olan bölgede, restorasyon kapsamına gireceğini bilmeden birçok vatandaşın evlerini ve işyerlerini yok pahasına sattığı ifade edilen gerekçede, ''Bölgede sistemli bir şekilde tapu devirlerinin artması, proje ilerledikçe el değiştirilen gayrimenkullerin değerinin fahiş bir şekilde yükselmesiyle, satanlar açısından ciddi mağduriyetler yaşanmış, alanlar açısından haksız kazanç elde edilmesine yol açmıştır'' denildi.
Gerekçede, bu bölgede siyasi kimliği bilinen kişilerin de çeşitli yollarla gayrimenkul edindiğinin ortaya çıktığı belirtilerek, Kılıç'ın da restorasyon kapsamına giren bölgeden eski eser niteliğindeki iki taşınmaz aldığının öğrenildiği ifade edildi.
Kılıç'ın, 29 Nisan 2009'da her iki taşınmazın satışı için 25 bin 500 lira ödediğinin savunulduğu gerekçede, şunlar kaydedildi:
''Bakan adına tapuda alışı vekaleten gerçekleştiren kişinin Altındağ Belediyesi Tarihi Alanları Koruma Şube Şefi Alpaslan Ekinci, satışı gerçekleştiren kişinin ise Bakan'ın nikah şahitliğini yaptığı ve bakanlık bünyesinde danışmanlık ve Bakan'ın atamasıyla Türkiye Dijital Oyunları Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Erbil Yiğitbaş olduğu ortaya çıkmıştır. Yiğitbaş'ın da anılan gayrimenkulleri çok kısa bir süre önce satın alması, işlemlerdeki muvazaayı net bir şekilde gözler önüne sermektedir.
"Evlerin ucuza satın alınması ve hemen arkasından belediyece restore edilerek muazzam bir bedel artışı sağlanması, siyasi nüfuz kullanılarak haksız kazanç elde edilmesi, hangi evin restore edileceğini bilen projeden sorumlu bir belediye bürokratının bu alışverişe aracı olması, siyasetçiye ve devlete olan güveni büyük ölçüde zedelemiş, siyasetçi, bürokrat ekseninde kurulan işbirliğinin ne denli büyük boyutlara ulaştığını gözler önüne sermiştir.
"Suat Kılıç'ın, günlerdir sessizliğini koruması ve mal ediniminin basit, sıradan bir hakkın kullanılması yolunda avukatı ve Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki tarafından yapılan açıklamaların arkasına saklanması, siyasi nüfuz kullanmaktan ve fırsatçılıktan pişman olmadığı izlenimlerini güçlendirmektedir.''
İktidardaki partinin gücünü ve yetkisini kullanarak, kamu bürokrasisi ile ilişkiler kurup, bunu kişisel menfaat, ranta dönüştürmesi kabul edilebilecek bir tablo olmadığının belirtildiği gerekçede, ''Bakan Kılıç'ın, siyasi etik ve davranışa sığmayan bir yolla restorasyon yapılan bir bölgede, değeri artacağı kesin olan taşınmazları, ucuza, danışıklı yollarla edinmesi siyasi nüfuzunu kullandığını göstermektedir'' denildi.
Kılıç'a göre "meclis gündemini meşgul etme çabası"
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç da, gensoru önergesine ilişkin, ''Bir bakanın da bir milletvekilinin de kaynağını izah edebildiği takdirde gayrimenkul edinmesinde bir problem olduğu kanaatinde değilim'' dedi.
Kılıç, Meclis’te gazetecilerin, CHP'nin kendisi hakkında verdiği gensoru önergesine ilişkin sorularını yanıtladı. Bakan Kılıç, gensoruya gerekçe gösterilen hususun hukuki bir problem teşkil etmediğini vurgulayarak, ''Konunun gereğini, detaylarını gensorunun yapılacağı gün ortaya koyacağız'' dedi.
CHP'nin gensoru önergesinin, ''Meclis Genel Kurulu'nun gündemini meşgul etme çabası gibi göründüğünü'' belirten Kılıç, önergeyi henüz okumadığını, okuduktan sonra gereken değerlendirmeyi Genel Kurul'da yapacağını söyledi.
Bir gazetecinin ''Siyasi etik konusunda bir problem yarattığı iddia ediliyor. Bu konudaki fikriniz nedir?'' sorusuna ise Kılıç, ''Bir milletvekilinin gayrimenkul edinmesinde etik bağlamda bir problem olduğu kanaatinde değilim. Edinim yılı 2009. Benim bakan da olmadığım bir dönem. Kaldı ki bir bakanın da bir milletvekilinin de kaynağını izah edebildiği takdirde gayrimenkul edinmesinde bir problem olduğu kanaatinde değilim'' karşılığını verdi.
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder