21 Mart 2012 Çarşamba

Miras kavgası büyüyor

Necmettin Erbakan’ın çocukları arasındaki miras kavgasında öne çıkan Beykoz’daki yalı için dava açtı 


Eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın kızı Zeynep Erbakan’ın şikayetiyle başlayan miras kavgasında, yalı krizinde bir gelişme daha yaşandı. Zeynep Erbakan, babası Erbakan’ın ölümünün ardından kardeşlerinin ve eniştesinin mirasını kaçırdığını öne sürmüş, eniştesi Mehmet Altınöz adına kayıtlı olan Kanlıca’daki yalıyı da örnek göstermişti. Kanlıca Mahallesi ’nde bulunan 117 ada 3 parsele kayıtlı bahçeli yalı, Öztay Tekstil A.Ş. adına kayıtlıydı. İddiaya göre şirket gerçekte Erbakan’a aitti ancak mutemet kişi olarak Mehmet Altınöz, Beşir Darçın, Adnan Simit, Ali Vural ve Osman Akgün adına kayıtlıydı. Yalı 2010’da şirket tarafından satış gösterilerek Mehmet Altınöz adına tapuda devredildi. 1 milyon TL’ye devredilen yalının satış bedeli, rayicin çok altındaydı. Ancak bu bedel de Altınöz tarafından ödenmedi. Altınöz, yalıyı 20 milyon 500 bin TL’ye satışa çıkardı. Bu devrin ardında iflas eşiğinde olan Öztay Tekstil ’den mal kaçırma amacı olduğu iddia edildi.

Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 24 Mart 2009’da Öztay Tekstil’in iflasına karar verildi. Kararı veren İflas Dairesi ’nin 24 Şubat 2011 tarihli toplantıda, dava konusu yalının muvazaalı olarak devredildiği gerekçesiyle dava açılması yönünde karar aldığı kaydedildi. Değeri 10 milyon lira olan 452 metrekarelik yalının 1 milyon liraya devredildiği ve parasının şirkete ödenmediği iddia edilen dilekçede, yalının 3’üncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulması ve tapu kaydının düzeltilerek tekrar Öztay Tekstil’e iflas idaresi üzerine geçirilmesi talep edildi. Tapu kaydında Vakıflar Bankası A.O.’nun ipoteğinin görüldüğünün belirtildiği dilekçede bu davanın da bankaya ihbar edilmesi istendi. Mahkeme ihtiyati tedbir talebini reddederek yalının tapudaki beyanlar hanesine ‘davalıdır’ şerhi konulmasına karar verdi. Ayrıca,Öztay Tekstil ’in ürettiği Abbate, Lorenzo Mazzoli ve Enzo Ferretti gömleklerinin marka tescilinin, ailenin diğer şirketi olan Mercek Holding A.Ş. adına yapılarak şirketin içinin boşaltıldığı kaydedildi.

Erbakan oturuyor

Bu gelişme üzerine Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yalı ile ilgili bir dava daha açıldı. Davada, Erbakan’ın damadı Mehmet Altınöz’le şirketin ortak ve yöneticilerinin yakın akraba ve arkadaş olduğu, yalıyı piyasa değerinin çok altında devraldıktan sonra satış bedelinin şirkete ödenmediği iddia edildi. Şirketin Abbate, Lorenzo Mazzotti ve Enzo Feretti gömleklerinin marka tescilinin, ailenin diğer şirketi olan Mercek Holding adına yapıldığı belirtilen dilekçede “Öztay Tekstil’in markaları ortak ve yöneticileri aynı olan ailenin diğer şirketine devredilirken, en değerli taşınmazı yalı da ailenin ferdi Altınöz’e devredilmiştir” dendi. Öztay Tekstil’in içi boşaltılarak alacaklıların zarara uğratıldığı belirtildiği dilekçede, yalı devredilmeden önce ve devredildikten sonra Altınöz’ün kayınbiraderi Fatih Erbakan’ın ikamet etmesinin alacaklılardan mal kaçırma kastını ve muvazaalı devir işlerini ortaya koyduğunun açık delili olarak gösterildi.

Zeynep Erbakan geri adım atmıyor

Saadet Partisi’ne bomba gibi düşen “Cihat paraları” davasında Erbakan kardeşlerin arasını ‘Akıl adamlar’ da bulumadı. Eski Genel Başkan Recai Kutan, Fehim Adak ve Şevket Kazan’ın, Zeynep, Elif ve Fatih Erbakan’ı ziyaretinden sonuç çıkmadı. Bunun üzerine devreye SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ın girdiği, ancak onun da olumlu bir sonuç alamadığı ortaya çıktı. Önceki gece Zeynep Erbakan’ı ziyaret eden Kamalak, dün de Fatih Erbakan ile biraraya geldi. Kulislerde, Zeynep Erbakan’ın geri adım atmadığı konuşuluyor. Kutan, Kazan ve Adak’ın başarısız girişiminin ardından SP yönetimi bu defa da Genel Başkan Mustafa Kamalak’ın devreye girmesine karar verdi. Kamalak’ın ilk ziyaretini önceki akşam Zeynep Erbakan’a yaptığı öğrenildi. Davanın çekilmesini dile getiren ve Zeynep Erbakan’ı dinleyen Kamalak dün de Fatih Erbakan’ı ziyaret etti. Fatih Erbakan ve Mustafa Kamalak görüşmesinin 2 saate yakın sürdüğü öğrenildi. Bu görüşmede de Fatih Erbakan’ın ‘Kardeşim davayı çeksin’ dediği ifade edildi. Ancak SP kulislerinde kardeşleri tarfından haksızlığa uğradığını düşünen Zeynep Erbakan’ın davayı geri çekmeyeceği konuşuluyor. (Deniz GÜÇER ANKARA)
Bülent AYDOĞDU
Vatan-İSTİHBARAT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var