30 Mart 2012 Cuma

Cinayetlere rüşvet perdesi

Metro Turizm'in sahibi Öztürk'ün 'tetikçisi', Cumhurbaşkanı'na mektup yazarak hem cinayetleri hem de polis ve savcılara 'rüşvet çarkı'nı anlattı.

Milliyet 30.03.2012
Kan davasından dolayı altı cinayeti azmettirmekle suçlanan Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk’ün 10 polis ve savcıyı maaşla kendisine bağladığı ortaya çıktı.
Edinilen bilgilere göre Galip Öztürk, cinayet dosyalarına bakan savcılara düzenli olarak maaş ödedi. Öztürk hakkındaki yakalama kararını kaldıran Y. Ö. isimli bir savcı emekli olduktan sonra da Metro Turizm’de avukat olarak işe başladı.
Öztürk, bazı polisleri de ‘köstebek’ olarak kullanarak kendisi hakkında yapılan araştırmaları öğrendi. Galip Öztürk’ün tetikçisi olarak tutuklanan ve 2011 yılında öldürülme korkusuylaArdahan’dan yurtdışına kaçarken yakalanan Kudret Okumuş’un 2005 yılında Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa yazdığı mektup da ele geçirildi.
Galip Öztürk soruşturması İşlenen cinayetlerin tek tek anlatıldığı bu itiraf mektubuyla başladı.

Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk, bir süre önce ‘kan davası cinayetleri’ nedeniyle tutuklanmış, ardından da şirketlerinin yöneticilerinin de gözaltına alındığı operasyon başlamıştı
BÖYLE KURTULMUŞ
Radikal gazetesinin haberine göre, daha önce yargılandığı davalardan ceza almadan kurtulan Galip Öztürk’ün bunu nasıl başardığı merak konusuydu. Hem itiraf mektubunda anlatılanlar hem de soruşturma dosyasındaki ayrıntılar Öztürk’ün kurtuluş sırrını ortaya koydu. Öztürk, hakim, savcı ve polislere düzenli rüşvet ödemeleri yaptı, çocuklarına okul bursu verdi. Soruşturmayı yürüten savcı, rüşvet alan adalet personeli hakkında Adalet Bakanlığı’na yazı yazıp izin istedi. Öztürk’ün polis bağlantılarından birinin de yakalandığı ve diğer polisler hakkında araştırmaların sürdüğü belirtildi.

Galip Öztürk’ün tetikçisi olduğu iddia edilen Kudret Okumuş, 2005 yılının nisan ayında Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa mektup göndererek işlediği tüm cinayetleri ve ‘dönen dolapları’ itiraf etti. Bu itiraftan sonra Galip Öztürk yakın takibe alındı ve soruşturmanın startı verildi. Kurdet Okumuş geçen yıl yakalanınca da Galip Öztürk’ü cezaevine götüren operasyon başladı. Ele geçirdiği mektuba göre Okumuş işlenen altı cinayeti de ayrıntılı bir şekilde anlattı. Okumuş, Galip Öztürk’ün polise, jandarmaya, savcılara rüşvet vererek nasıl her defasında kurtulduğunu da mektubunda yazdı.
30 CİNAYET İDDİASI
Kudret Okumuş’un mektubundaki iddialara göre Galip Öztürk 1996 yılından sonra ‘kirli para’yla otogarlara, dev işletmelere sahip olmaya başladı. Okumuş, sadece kendisinin altı cinayete tanık olduğunu ayrıntılı bir şekilde isim isim tarihleriyle itiraf ettikten sonra duyduğu cinayetlerin sayısının en az 30 olduğunu öne sürdü. Okumuş’un mektubu şöyle: “Bütün bu cinayetlere Galip Öztürk’ün ve Metro işletmelerinin adı karışmıştır ancak parası ve Emniyet ve Jandarma’daki üst düzey dostları sayesinde kendini ve benim gibi tetikçileri kurtarmıştır. Beni de vurduracağı içinTürkiye’den kaçmak zorunda kaldım şu an firardayım. Ailemi Galip Öztürk’ün beni öldürtmesi korkusuyla görememekteyim. İşlediğim suçlardan pişmanım, teslim olup cezamı çekmek ve aflardan yararlanmak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanım itiraf ettiğim tüm bu olaylar hâlâ faili meçhuldür. O dönemden bütün bu olaylarda Galip Öztürk’ün ve Metro işletmelerinin adı geçtiği halde hiç ifadesi alınmamıştır. Sizden istirhamım bu cinayetlerin yeniden incelenmesidir.”
OTOGARLARI ELE GEÇİRMİŞ
Galip Öztürk hakkındaki iddialar sadece cinayet ve rüşvetle sınırlı değil. Öztürk hakkında birçok otobüs firması da şikâyetçi oldu. Firma sahiplerinin iddiasına göre Galip Öztürk, Tokat, Kayseri, Biga, Çanakkale, Antalya ve Van’daki otogarların işletim haklarını baskı ve şantajla kazandı. Daha sonra sahip olduğu otogarların giriş çıkış ücretlerine fahiş zamlar yaparak firmaları borçlandırma yoluyla mallarına el koydu.
İsmini gizleyen bir firma yetkilisinin iddialarına göre Galip Öztürk, sahibi olduğu Biga otogarının giriş çıkış ücretini 35 liraya yükseltti. Otogardaki otobüs firmaları buna itiraz edince İstanbul-Biga arası yolcu taşıma ücretini 1 lira gibi sembolik bir rakama düşürerek ek otobüs seferleri başlattı. Otobüs firmaları bu dampinge dayanamayıp iflas etti. Galip Öztürk, iflas eden otobüs firmalarının mallarını çok ucuza kapattı. Bu konuyla ilgili otobüs şirketleri Rekabet Kurulu’na şikâyetçi oldu fakat şikâyet dosyası kuruldan kayboldu. Soruşturmanın kurulda görevli bürokratlara da uzanması bekleniyor.
BEYKOZ'DA SUSKUNLUK Galip Öztürk, Kavacık’ta bulunan Metro Turizm tesislerinin arazisini Beykoz Belediyesi’nden yap–işlet– devret modeliyle aldı. İhale şartlarına göre tesisin bir kısmını belediye, bir kısmını Metro şirketi kullanacaktı. Tesis bittikten sonra Galip Öztürk anlaşmaya uymayarak belediyeniin bölümünü de kullandı. İddiaya göre engel olmak isteyen belediye görevlilerini de tehdit, şantaj ve rüşvetle susturdu. İstanbul Emniyeti’ne ifade veren Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek bu durumu kabul etti ama Galip Öztürk’ten şikâyetçi olmadı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var