30 Mart 2012 Cuma

En gizemli yer altı şehirleri

İşte ülkemizden 2 ismin de bulunduğu dünyanın en gizemli ve ürkütücü yer altı şehirleri…

milliyet
Eski dönemlerde yer altı şehirlerinin önemi büyüktü. İnsanlar savaşlardan, yırtıcı hayvanlardan ve akınlardan kaçmak için yeraltı şehirleri inşa etmişlerdi. İşte dünyanın ilgisini çeken ve ülkemizden Derinkuyu’nun da yer aldığı gizemli yer altı şehirleri…
Petra

Ürdün’de bulunan Petra yer altı şehri M.Ö. 6. yüzyılda Hor dağı’nın eteklerinde inşa edilmiştir. Bu yer altı şehrinde büyük bir tiyatro, devasa bir kale ve şehir merkezi de bulunmaktadır. Petra, UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınmıştır ve BBC “Ölmeden önce görülmesi gereken 40 yer” arasında Petra’ya yer vermiştir.
Yerebatan Sarnıcı
Ayasofya’nın hemen yanında bulunan Yerebatan Sarnıcı, ilk olarak geniş bir ticaret ve sanat alanı olarak inşa edilmiştir. Ardından İmparator Justinian döneminde şehrin su ihtiyacını karşılamak için sarnıca dönüştürülmüştür. Sarnıcın 21 milyon galon su tutma kapasitesi bulunmaktadır. Sarnıcın içerisinde bulunan Medusa başları ise hala gizemini korumaktadır.
Moskova Metrosu
Dünyanın en çok trafik yaşanan metrosu olmasa da 2. Dünya Savaşı öncesinde inşa edilen bu yapı kesinlikle göz doldurmaktadır. Yüksek tavanı, mermer duvarları ve daha pek çok yönüyle görenleri hayrete düşürmektedir. Her yıl metrodan 2.3 milyar insan gelip geçmektedir.
Derinkuyu yer altı şehri
Dünyanın en ünlü 4 yer altı şehri arasında bulunan Derinkuyu, Kapadokya bölgesinde bulunur. En eski ve büyük yer altı şehrlerindan olan Derinkuyu’da 40 bin kişinin tüm ihtiyaçlarıyla birlikte yaşayacağı kadar bir alan mevcuttur. Hıristiyanların zulümden ve işkencelerden kurtulmak için inşa ettiği bu şehirde bir kilise de bulunmaktadır. Şehrin her seviyesini koruyan ağır bir taş blok yer almaktadır. Derinkuyu yer altı şehrini Kaymaklı yer altı şehrine bağlayan bir de tünel inşa edilmiştir.
Wieliczka Tuz Madeni
Eski bir kaya tuzu madeni olan Wieliczka, Polonya’nın en çok turist çeken yerlerinden biridir. İçerisinde tamamen kaya tuzundan oyulmuş bir katedral ve heykeller bulunan maden 1996 yılında tuz üretiminin durmasıyla müzeye dönüştürülmüştür. Yer altında dar merdivenlerle inilen madende her şey tuzdandır. Madenin içerisinde muhteşem bir de göl bulunmaktadır. Katedralin içerisinde bulunan avizeler de dahil olmak üzere her bir parçası burada çalışan işçiler tarafından kaya tuzuna oyularak elde edilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var