26 Mart 2012 Pazartesi

Boğaz’ın gerdanında altı yüz inci dizili


İstanbul Boğaz sahilinde 366’sı tarihî eser niteliği taşıyan toplam 600 yalı var. Fiyatları ise astronomik. 
İstanbul Boğazı sahilinde 366’sı tarihî eser niteliği taşıyan 600 yalı bulunuyor. “İstanbul Hakkında Her Şey’’ ile “Boğaz Hakkında Her Şey’’ kitaplarının yazarı, Saffet Emre Tonguç, boğazdaki tarihî yalılar hakkında bilgi verdi. Boğazda 366’sı birinci, ikinci ve üçüncü derece tarihî eser niteliği taşıyan olmak üzere toplam 600 yalı bulunduğunu belirten Tonguç, Beşiktaş’ta 37, Sarıyer’de 136, Üsküdar’da 84, Beykoz’da 109 yalı bulunduğunu söyledi. 





KIBRISLI YALISI      
Üç değişik Sultana sadrazamlık ve Rusya Büyükelçiliği yapmış olan dürüst ve yetenekli devlet adamı Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa yalıyı 1840 yılında satın almış, o zamandan beri aynı ailede kalmıştır.Şu anda yalı Halis Komili'nin eşi Alev Komili'ye ailt. Boğazın en eski ve sürekli oturulan yalısı oalrak da bilinen mekanda Piyer Loti ve Yahya Kemal gibi yazarların çok sevdiği bir toplantı yeriydi ve Iraklı Kral Faysal ve Fransız Prensesi Eugine gibi ünlüleri ağırlandı.
Kıbrıslı Yalısı’nın değeri yaklaşık 120 milyon dolar.64 metrekarelik sahil cephesine sahip olan Kıbrıslı Yalısı'nda tam 20 oda var. Yalının ilk sahibi ise İzzet Mehmet Paşa.



AHMET AFİF PAŞA YALISI
Alexandre Vallaury’in mimarlığını yaptığı yalının ilk sahibi Reşit Paşanın kızı Ferendiz Hanım'dır. İkinci sahibi ise Refia Sultan’ın eşi Beyrutlu Levazım Dairesi reisi Ahmet Afif Paşa.
Toplam 4 katı bulunan yalıda setli bahçeden sonra, yalı ve (günümüzde ifraz edilerek ayrı parsel haline dönüşmüş olan) kayıkhanenin yer aldığı rıhtım platformuna inilir.
Esas girişler sağ ve sol cephelerde düzenlenen üç kollu merdivenler ile sağlanır. Kara tarafında ise sadece bahçe ile zemin katın bağlantısını sağlayan servis girişleri var.
Bir dönem Uzanlar'a ait olan ve Sarıyer'de bulunan yalının şimdiki sahibi ise Suzan Sabancı Dinçer. Ahmet Afif Paşa Yalısı’nın değeri yaklaşık 58 milyon

MISIR KONSOLOSLUĞU
1902 yılında İtalyan mimar Raimondo D'Aranco tarafından Hidiv Abbas Hilmi Paşa'nın annesi için yazlık bir ev olarak inşa edilmiş olan yalıda günümüzde Mısır Konsolosluğu bürolarını ve personelinin evi olarak kullanılıyor.Arkasındaki koruluk ise Boğaziçi Üniversitesi profesörü Fikret Kortel'e ait olan Kortel Korusu. Şimdiler de ise konsolosluk binasına restorasyon uygulanmakta.

 

TOPHANE MÜŞİRİ ZEKİ PAŞA YALISI
Fransız levanten mimar Alexandre Vallaury tarafından inşa edilen yalının ilk sahbi 2. Abdülhamit döneminde Tophane Müşirliği yapmış olan padişahın sadık adamlarından biri olan Zeki Paşa.

4 bin 32 metrekare arsaya sahip kayaların üzerine oturtulmuş dört katlı yalının 20’den fazla odası bulunuyor. Şimdiki sahipleri ise Baştımar ailesi.
Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı’nın değeri yaklaşık 125 milyon dolar.

 

ÇIRAĞAN SARAYI
Sultan II. Mahmut ile başlayan, Sultan Abdülmecid tarafından tekrar inşa ettirilen, 1910’da çıkan yangınla tarihe karışan saray, yıllar boyunca Osmanlı sultan ve sadrazamlarına ev sahipliği yaptı

Saray plan açısından başlıca dört kısma ayrılır. Bunlar; Mabeyn, Yatak ve Valide Daireleri’nden oluşan Büyük Saray-ı Hümayun, Harem Dairesi, Ağalar Dairesi ve çeşitli yapılardan oluşan müştemilatı. Sarayın bulunduğu alan 115 metre genişliğinde 664 metre uzunluğunda olup toplam 76 bin 360 metrekarelik bir alanı kaplıyor.

 

ESMA SULTAN YALISI ( TIRNAKÇI YALISI )
2 bin 226 metrekare alanda yer alan, geçmişi 18. yüzyıla uzanan yalı adını I. Abdülhamid'in kızı Esma Sultan'dan (1778-1848) alıyor. Esma Sultan 10 yaşındayken kendine tahsis edilen yapı o zamana dek Tırnakçı Yalısı olarak biliniyordu. 1915'e kadar Osmanlı hanedanının mülkiyetinde kalan yalı, 1920'lerde yaşanan büyük bir yangın sonrası 1975'e kadar depo olarak kullanıldı.Sadece binanın dış duvarlarını ihtiva eden harabe, 1990 yılında Marmara Otel zinciri tarafından satın alındı. Esma Sultan Yalısı, Marmara Otel zinciri tarafından çeşitli toplantılar ve konferanslara hizmet vermek amacıyla çalıştırılmakta olup, tarihi atmosfer içinde müşterilerine hizmet vermekte.Sadece binanın dış duvarlarını ihtiva eden harabe, 1990 yılında Marmara Otel zinciri tarafından satın alındı. Esma Sultan Yalısı, Marmara Otel zinciri tarafından çeşitli toplantılar ve konferanslara hizmet vermek amacıyla çalıştırılmakta olup, tarihi atmosfer içinde müşterilerine hizmet vermekte.

 










MISIRLI FUAT BEY YALISI
Bir dönem Baltacıoğlu Yalısı olarak da anılan yapı, 18. yüzyılın sonlarına doğru inşa edildi. Fuat Bey, yalıyı Mısırlı İhsan Beyden satın almışsa da, daha sonraları yalı önce Boronkay ailesine, sonra da Mustafa Özkan'a satıldı.Bir süre lokanta olarak kullanılan yalı, İstanbul Boğaz’nı tüm ihtişamıyla süslemeye devam ediyor.Mısırlı Fuat Bey Yalısı’nın değeri yaklaşık 50 milyon dolar.
HEKİMBAŞI SALİH EFENDİ YALISI
Hekimbaşı Salih Efendi yalıyı 18. yüzyılın başında iki oda bir sofadan oluşan küçük bir yapı olarak satın almış, daha sonra ilave inşaatlarla büyütmüştür. 1330 metrekarelik bir alana kurulmuş olan yalı 3 katlıdır.
Anadolu Hisarı'nda bulunan yalı 2. Mahmut zamanında açılan ilk tıp okulundan mezun olan Salih Efendi, tarafından yaptırıldı. Boğaziçi’ne özgün yapısını ve orijinal eşyalarını hala koruyan yalıda hala 1905 yılında ölen Salih Efendi'nin akrabaları yaşıyor.
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’nın değeri yaklaşık 85 milyon dolar.

KEMAL BEREKET FERİDUN YALISI
Pembe mermerden yapılmış olan Feridun Yalısı 1930 yılında inşaa edilmiş ve 1958 yalında Armatür Hadi Baran tarafından satın alınmıştır. Yalıda şimdilerde ise Hadi Baran'ın ailesi yaşamakta. Ferudun Yalısı’nın değeri yaklaşık 80 milyon TL.
ZARİF MUSTAFA PAŞA YALISI
Esat Bey yalısı olarak da bilinen bu yalı 1848'te Mustafa Paşa tarafından satın alınmış ve günümüze kadar aynı ailede kalmıştır. Günümüze sadece selamlığı kalan yapı Boğaziçi Yalılar'ının en büyük yapılarından biridir.

Klasik Osmanlı mimarisi şeklinde yapılmış olan yalıyı 1934 yılında İstanbul Belediyesi, yanındaki iskeleyi onarırken tadilat yapmış, 1989 yılında ise inşaat mühendisi Faruk Yalçın tarafından restore edilerek yenilendi.
Zarif Mustafa Paşa Yalısı’nın değeri yaklaşık 70 milyon dolar.

 

ETHEM PERTEV YALISI
Eczacı Ethem Pertev Bey bu yalıya kiracı olarak girmiş sonra da yalıyı satın almıştır. Yalı harem ve selamlık olmak üzere iki bölümden meydana gelir.
Ethem Bey’in ölümünden sonra yalı 1932 yılında satılmıştır.( Bazı kaynaklara göre yalıyı Şirketi Hayriye kaptanı Hari Bey, bir başka kaynağa göre de Mürşide Hanım isimli biri tarafından satın alınmıştır.)

HALİL ETHEM PAŞA YALISI
Barok bir plan üzerine, duvarları ahşap neoklasik üslupta 19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen yalı, Türk bilim/sanat hayatında yeri olan bir ailenin günümüze kadar gelebilmiş 150 yıla yaklaşan hatırasını da taşır. Yalının ilk sahibi 2. Abdülhamid'in sadrazamlarından Ethem İbrahim Paşa'dır.Kendisi 19. yüzyıl boyunca yaşamış, pek çeşitli memuriyetlerde bulunmuştur. Ethem İbrahim Paşa'nın iki oğlu, müzeciliğimizin ve sanat hayatımızın unutulmaz isimlerinden Osman Hamdi ve Halil Ethem beylerdir.

 

KOMODOR REMZİ BEY YALISI
1917 yılında Komodor Remzi Bey tarafından yaptırılmış olan yalı zemin üstü 3 katlıdır. General Mümtaz Aktay’a satılan yalı 1970 yılında Armatör Ali Sohtorik’in kızı Prof. Dr. Erdal İnönü’nün eşi Sevinç İnönü’nün mülkiyetine geçmti.General Mümtaz Aktay’a satılan yalı 1970 yılında Armatör Ali Sohtorik’in kızı Prof. Dr. Erdal İnönü’nün eşi Sevinç İnönü’nün mülkiyetine geçti

 

YILANLI YALI
Aşiyan Parkı’na bitişi olan Yılanlı Yalı'nın günümüze kadar ulaşan kısmı 18. yüzyıl sonlarında inşa edildi. İlk sahibi Reisülküttab Mustafa Efendi.II. Mahmud kayıkla sahilden geçerken bu yalıyı görüp çok beğenmiş, hatta satın almak istemiş. Ancak kendisine nezaret edenlerden biri, yalının sahibini evinden çıkmasını doğru bulmamış, bu yüzden de alelacele bir yalan uydurup hünkara yalının yılanlarıyla ünlü olduğunu anlatmış ve o gün bugün yapının adı Yılanlı Yalı olarak kalmış.
İşadamı Aydın Bolak''a ait olan yalı, borçları dolayısıyla 2001''de 10 milyon dolar değer üzerinden Albaraka Türk'e devredildi.

 

YAĞCI ŞEFİK BEY YALISI
Rıfat Paşa Yalısı'nın bulunduğu yerde 19. yüzyılın ortalarında yaptırılan ve Kanlıca’da bulunan yalı, daha sonra Donanma Cemiyeti’nin kurucusu Şefik Bey Cemile Sultan’a ait buradaki arazinin yerine 1905 yılında Yağcı Şefik Bey Yalısı'nı inşaa ettirdi.

YAĞCI ŞEFİK BEY YALISI
Rıfat Paşa Yalısı'nın bulunduğu yerde 19. yüzyılın ortalarında yaptırılan ve Kanlıca’da bulunan yalı, daha sonra Donanma Cemiyeti’nin kurucusu Şefik Bey Cemile Sultan’a ait buradaki arazinin yerine 1905 yılında Yağcı Şefik Bey Yalısı'nı inşaa ettirdi.

RIZA BEY YALISI

Yalı Boğaziçi Üniversitesi eski Rektörü Üstün Ergüder’e ait. Yalının değeri yaklaşık Yalının değeri 3 milyon dolar.

 

BAHRİYELİ SEDAT BEY YALISI
Anadoluhisarı’nda bulunan yalı, Bahriyeli Sedat Bey’in dedesi Mustafa Reşit Paşa tarafından 20. yüzyılın başında yapıldı. Bahçesindeki manolyalardan ötürü Manolya Yalısı olarak da bilinir.

ŞERİFLER YALISI
Barok üslupta yapılmış tipi tam bir Türk yalısı şeklindendir. 4. Murat, Erivan’ı kuşattığı zaman, kalenin İranlı komutanı Yusuf Han Emirganbun komutanla sıkı dostluğu nedeniyle komutana sonradan onun adını alan Emirgan’da geniş toprak bağışladı. Burada köşkler, yalılar yapıldı ve Emirgan bu şekilde yerleşime açıldı. 19. yüzyılın başında Mekke Emiri Abdullah Paşa yalıyı satın aldı. O dönemde yalı harem ve selamlık olarak iki ayrı binadan meydana geliyordu. Harem kısmı 1946 yılında yol genişletme çalışmaları sırasında yıkıldı. Bugün yalnız selamlık kısmı kaldı.
1972 yılında satın alınmak suretiyle, Türk ve İslam Eserleri Müzesi'ne bağlanmıştır. İç süslemeleri bakımından görülmeye değer bir yalıdır.

ABUD EFENDİ YALISI
Abud Yalısı Kandilli'de yer alan yalılardan bir tanesidir. Mimar Garabed Balyan tarafından yapılmış olan yalının ilk sahibi Altunizade Necip Bey, yalıyı 1835-1855 yılları arasına inşa etmiştir. 1858'de Fransız Baron Vandeuvre yalıya yerleşmiş ve yaklaşık 40 yıl burada yaşamışlardır. 1900 yılında memleketlerine dönünce Mehmet Abud Efendi yalıyı satın almıştır.1130 metrekarelik alanda bulunan yalıda Abud ailesinin ikameti 1981 yılına dek sürdü. O tarihte yalıyı Salat yağlarının sahibi İsmail Özdoyuran aldı ve hala satılmayı bekliyor.

 

KONT OSTROROG YALISI
Bugüne kadar pek çok kez el değiştiren yalı, Fransız sahibi Kont Leon Ostrorog döneminde ünlenmiş. 1900'lü yılların başında İstanbul'a davet edilen Kont, bakanlıklarda çalışmış. Bu arada İstanbul sosyetesine girmiş. Kontun ölümünden sonra yalı, kaderine terk edilmiş. 2000 yılında Rahmi Koç tarafından satın alınan yalı, restorasyondan sonra Boğaz'ın en güzel yalıları arasında yerini aldı.
Yalının şu andaki değeri yaklaşık 105 milyon dolar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var