29 Mart 2012 Perşembe

Orta Doğu'nun 8000 yıllık saklı tarihi

Son iki yüz yılın arkeolojik dağılım haritalamaları, antik yerleşim alanlarını teker teker tespit ederek haritalamaya dayanıyordu. Ancak artık uzaktan görüntüleme teknolojileri devrim niteliğinde yeni bir anlayış getiriyor.
Uydu görüntüleme kullanılarak gerçekleştirilen ve geçen hafta Proceedings of National Academy of Sciences dergisinde yayınlanan bir araştırma insanlığın Mezopotamya’daki ilk büyük yerleşkelerinin sırlarına ışık tuttu. Uydu görüntülemeye dayanan bu yeni teknolojilerin arkeoloji ve antropolojide yeni bir çığır açması bekleniyor.
Pek çok arkeolojik kanıt insanlığın ilk uygarlıklarının Mezopotamya'da, yani bugünkü Irak, kuzey Suriye, güneydoğu Türkiye ve güneybatı İran'ı kapsayan coğrafi bölgede hayat bulduğuna işaret ediyor. Ancak Mezopotamya boyunca bu ilk yerleşkelerin büyüklüğü ve dağılımlarının nasıl olduğu bugüne dek çok az anlaşılmıştı.
Geleneksel arkeoloji çalışmaları antik uygarlıklara dair verilerini arazide yapılan kazılardan elde ediyorlardı. Bu kazılar için en çok göze batan höyükler seçiliyordu. Tek bir yerleşkeyi derinlemesine incelemek için bu geçerli bir yöntem. Ancak antik toplulukların bölgede hem mekansal hem de zamansal olarak yayılımları, birbirleriyle nasıl ilişkiler içinde bulundukları gibi soruları bu tip mikro yaklaşımlarla cevaplamak mümkün değil. Bunun için sistematik bir yaklaşım zorunluydu.
İşte burada devreye uzaktan görüntüleme teknolojileri girdi. Bu teknik yardımıyla Harvard'dan arkeolog Jason Ur ve MIT'den bilgisayar bilimcisi Bjoern Menze insan yerleşkelerinin örüntülerini eşi görülmemiş ölçeklerde haritalamayı başardılar. Ur ve Menze'nin yeni yöntemi sayesinde Mezopotamya bölgesinde, 23 bin kilometrekarelik alana yayılmış ve büyük çoğunluğu daha önce gözden kaçmış, son 8000 yıla ait 14 bin yerleşim yeri haritalandı.
Önceden arkeologların bölgede tanımladıkları yerleşke sayısı 1000 civarıyken, bunlar genellikle en büyük ve en yüksek olanlardı. Dolayısıyla yeni çalışmada tespit edilen sayı büyük bir sıçrama.
Uzaktan görüntüleme analiz yöntemi antrosol adı verilen tipik bir toprak çeşidinin tespitine dayanıyor. Bu toprak tipi özellikle uzun vadeli insan aktivitesinin varlığında oluşuyor. Antrosol topraklar hemen göze çarpmayan, ancak çok ayırt edici bir renge sahipler ve komşu topraklardan organik madde miktarınca daha zenginler. Toprak analizi arazi çalışmasındaki arkeologlarca da yıllardır kullanılıyor ancak devrim niteliğinde olan, Ur ve Menze'nin çok-bantlı uydu görüntüleri yardımıyla antrosolleri gökyüzünden tespit etmek üzere geliştirdikleri yöntem oldu.
Çok-bantlı uydulardan gelen veriler, gözümüzün göremediği dalgaboyları dahil elektromanyetik radyasyonun farklı dalgaboylarını tespit edebilmeyi mümkün kılıyor. Renkli bir görüntüde görünür dalgaboyları kırmızı, yeşil ve mavinin kombinasyonları olarak bize görünürken, çok-bantlı görüntülemede kızılötesi dalgaboylarına dair veriler de elde edilebiliyor. Arkeolojik alanlardaki toprak hem görünür aralıktaki hem de kızılötesi dalgaboyuna hassas. Menze ve Ur'un yeni uydu tekniği, arkeologların yıllardır yaptığını yani antrozolları aramayı alıp, büyük ölçeğe taşıyıp otomatize ediyor. Uydu görüntüsü, bilgisayar algoritmaları tarafından işleniyor.
Ur ve Menze, derledikleri çok sayıdaki yerleşim yerinin dağılımını incelediklerinde, büyük yerleşim yerlerinin nehirlere yakın ve yağmuru bol bölgelerde bulunduklarını tespit ettiler. Araştırmacılar ayrıca, başka yerleşim yerleriyle bağlantıların sıklığı arttıkça, yerleşimin de büyüdüğünü buldular. Ancak araştırma, yerleşim yerlerinin ne zaman inşa edildiklerine dair bilgi içermiyor. Geçmiş yerleşimlerinin nasıl büyüdüğünü çok daha ayrıntılı biçimde öğrenmek için zamansal bilginin de toplanması gerekecek.
Bu tip çalışmaların, arazi arkeologlarına yön göstermek ve planlamacıların hangi arazilerin tarıma veya iskana açılacağı kararlarına yardımcı olmak açısından iki büyük pratik faydası olması bekleniyor. Bu tip arkeolojik bilgi, geçmişin izlerini taşıyan son ipuçlarının da tahrip edilmemesi açısından son derece önemli.
soLBilim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var