16 Mart 2012 Cuma

Tapuda satış bedelini, gerçek satış değerinden düşük göstererek vergi kaçırmanın cezası var mıdır? Ya da rayiç bedel üzerinden satış göstermek vergi kaçakçılığı mıdır ?





Tapu harçları belediyenin açıkladığı m2 fiyatları üzerinden hesaplanan emlak vergi değerinden az olmayan beyan değeri üzerinden hesaplanır.  Belediyenin açıkladığı rakamlar da piyasa  rayiç bedelinden düşüktür.
Net satış bedelini (ister fatura toplayın ister toplamayın ) tapuda bildirmeniz gerekiyor.Eğer satış bedeli,Belediye elmak değerinden az ise ki şu vakte kadar yaşanılmış bir olay değil o takdirde Belediye emlak değerini göstermeniz yeterli,

Siz gerçek alış bedelini tapuya bildirmediyseniz;

*Tapuya bildirdiğiniz tutar ile gerçek alış tutarı arasındaki fark;
*Aradaki farkın üç katı  vergi cezası
*Farkın satış gününden itibaren faizi
*Eksik bildirimden doğan harç farkı,farkın 3 katı usulsüzlük cezası ve ilave olarak gecikme faizi

Yani kısaca 6 çeşit ceza ile karşı karşıyasınız demektir.

Önemli: Alıcı bütün bunlardan sonra gerçek satış  değeri üzerinden emlak vergisini verecek,eğer günün birinde satacak olursa tapuya beyan olunan yüksek değer üzerinden satış gerçekleşeceği için harç yüksek çıkacak,satış sorun olacaktır.
Durumun tespiti halinde eksik ödediğiniz tutarın sizden tahsil edileceğini ve % 25 vergi ziyaı cezası ödeyeceğinizi unutmayınız
Ayrıca kimse tapuda beyanının gerçek olmadığı yanı işlemin muvazaalı olarak yapıldığı yönünde bu muvazaalı işleme katılan sıfatıyla iddiada bulunamıyor.Bu iddiaya muvazaaya taraf olduğunuz için başvuramıyorsunuz.

Müteahhitin o kadar fatura bulamayacağı yani en azından sıva-boya-seramik işçilikleri vs gibi işçilik ücretlerini gösteremeyeceğini Maliye de kabul etmiş durumda .Bu takdirde vergi mükellefinin gerçek maliyetinin ne olduğu konusunda araştırma yapmak ve bu gerçek maliyeti belirlemek zorundalar.Bu takdirde gerçek maliyet ( bu maliyete gerçekten gerçek maliyet demek mümkün ...Gösteremediğiniz yada fatura alamadığınız örn komisyon-sıva -seramik-bahçe tanzimi-havuz-çatı işçiliği dahi giriyor )
ile satış bedeli arasındaki fark sizin gerçek geliriniz demektir.Bu gelir dolayısıyla devletten kaçırdığınız vergi sebebiyle vergi kaçakçılığı iddiasıyla hakkınızda şikayette bulunulması çok mümkündür.

Yine tapu harçları ile ilgili aklınızda yanlış bilgi kaldığını düşünüyorum.Uygulama aynen aktardığım gibidir.Üstelik
10 yıl müddetle bu cezaların ilgililere yöneltilmesi sözkonusudur.
Özellikle yatırım amacına yönelik gayrimenkul alımlarında,gayrimenkulün, edinme tarihinden itibaren, beş yıl içinde (2007 yılından önce edinilen konutlarda 4 yıl)elden çıkartılmasından doğan kazanç "değer artış kazancı" olarak vergiye tabi . Alış bedeli düşük gösterilince, satış kazancı da gerçeğin üzerinde çıkar. Sonuçta, daha çok vergi ödenir. Dolayısıyla yatırım amaçlı gayrimenkul alanların ,özellikle beş yıldan önce satışı öngörülen gayrimenkullerin alış bedellerinin düşük gösterilmemesi doğru olur.Düşük tapu değeri satış sırasında yüksek kar oranları yaratabilir.Bu gibi durumlarda beyanname verilecek.Aksi halde, Değer artışı tespit edilenlerden yüzde 15 ila yüzde 35 arasında Gelir Vergisi tahsil edilecek. Örneğin 15 bin yeni liralık bir değer artışı olması halinde 3 bin yeni liralık Gelir Vergisi tahakkuk ettirilecek.

Son olarak da hisseli gayrimenkul alacakların , diğer hissedarın, tapuda yazılı bedel üzerinden şuf’a (önalım) hakkını kullanıp, gayrimenkulü düşük bedelle alabileceği riski , gözardı edilmemelidir. Aksi takdirde mahkemeler ve davalarla uğraşılması gerekir.


Bir başka önemli sorun ise herhangi bir anlaşmazlıktan dolayı doğacak olan hukuki sonuç ile ilgili. Bu durumda tapuda gösterilen bedel üzerinden mahkeme size bir takdirde bulunacaktır. Herhangi bir anlaşmazlık nedeniyle mahkemye düştüğünüzde aldığınız gayrimenkulün değeri tapuda ödediğiniz harca esas olan değer üzerinden olacaktır. Buda bir başka mağduriyeti doğuracaktır.

Çözüm ne?
Düşük beyanda bulunup huzursuz olanlar veya ceza ödemek istemeyenler pişmanlık beyanında bulunabiliyorlar.Unutmayın vergide zaman aşımı beş yıl. Maliye beş yıl içinde kapınızı çalabilir.
Gayrimenkulün alım-satım bedelinin düşük gösterildiği durumlarda, gerçek değerin, Vergi Usul Kanunu'nun 371. maddesine göre pişmanlıkla beyan edilmesi durumunda, zamanında ödenmeyen tapu harcı ile tahakkuk eden pişmanlık zammını, dilekçe ile haber verme tarihinden başlayarak 15 gün içinde ödeyenler, gayrimenkulün tapu harcına esas olan değerini yükseltmiş olurlar.
Satıcının da ,gelir ya da kurumlar vergisi yönünden de yine pişmanlık dilekçesi ile beyanda bulunması mümkündür.
Pişmanlık beyanı vermeden önce ,satıcı ve emlakçıyla bu durumu konuşmanızda fayda var.


 Düzenleyen: Hayber Gürsoy

1 yorum:

  1. merhaba,
    2008 nisan ayinda aldigimiz ev bedeli tapuda 75.000 tl gorunuyor. (biz bu islerden acikcasi tamamen habersiz oldugumuz icin satici rayicten gosterelim daha az tapu harci odeyelim diye o zamanki rayic 75.000 tl oldugu icin o sekilde yazdirdi. aslinda 255.000 tl odeme yaptik. simdi anliyorum ki kendisi evi 2006 yilinda 70.000 tl gostererek almis ve o zamanki kanuna gore 4 yil dolmadan sattigi icin gercek fiyatini bildirse deger artisindan dogacak yuklu bir gelir vergisi odeyecekti. )
    bizimse ihtiyactan su an evi satmamiz gerekiyor ama 5 sene dolmadi. ayrica belediyenin belirledigi rayic m2 fiyatlari cok arttigindan su anda evin degeri resmi olarak 200.000 tlye ulasmis. dolayisiyla 200.000 tl bildirsek bile hesaplamalarima gore neredeyse 30.000 tl deger artis kazancindan dogn gelir vergisi odemek zorunda kalacagiz satisi yaparsak. 6 ay sonra 5 yil olacak ama bekleyecek durumda da degiliz. bu durumda pismanlik bildirerek 2008 yilinda 75.000 tl gosterilen bedeli gercek rakama 255.000 tlye cekmem mumkun mu? cunku saniyorum o sekilde yaparsam odeyecegim ceza 30.000 tlden az olacaktir. yardiminizi bekliyorum, tesekkurler.

    YanıtlaSil

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var