26 Haziran 2012 Salı

1.1 milyon bina imara aykırı!

İstanbul’un deprem riski göz ardı edilerek geliştiğini söyleyen Başkan Topbaş, “Depreme karşı dayanıklı değil, 1.6 milyon binanın yüzde 70’i imara aykırı. Projelerle kentin çehresini değiştiriyoruz” diye konuştu

ÖNAY YILMAZ İstanbul
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, geçtiğimiz günlerde Milliyet gazetesinde yer alan “Depreme Ne Kadar Hazırız?” başlıklı seri yazıda uzmanlarca eleştirilen “deprem odaklı kentsel dönüşüm” hakkındaki görüşlerini anlattı. İstanbul’daki binaların yüzde 70’inin imara aykırı olduğunu belirten Topbaş, tüm İstanbulluları kentsel dönüşüme katılmaya davet etti.
İstanbul’un uzun yıllar plansız ve deprem riski göz ardı edilerek geliştiğini belirten Topbaş, “Kent, bir sanayi merkezi olarak kurgulandı. Bu hatalı yaklaşımdan da büyük zarar gördü. Aşırı göç aldı. Plansız gelişme neticesinde su havzaları, orman alanları, eşik bölgeler yerleşim baskısı altında kaldı. Denizleri, havası kirlendi. Eski mevzuat, 1998 yılına kadar İstanbul’u 2. derece deprem bölgesi olarak kabul etti. Yapıların çoğu o kıstaslara göre yapıldı. İstanbul’un mikro bölgeleme rapor ve haritalarını hazırladık. Bir anlamda kentin zemininin röntgenini çektik. Burada da binaların zemin özelliklerine uygun bir şekilde yapılmadığını gördük. Bu yüzden kent genelinde yapı stoku depreme karşı dayanıklı değil. 1 milyon 600 bin binanın yüzde 70’i imara aykırı. Bu çok büyük bir rakam. Bir afette oluşturacağı zararla kentin, hatta ülkenin geleceğini ipotek altına alıyor” dedi.
“Başarılı oluyoruz”Kadir Topbaş, kentte depreme hazırlıkları yaparken bu gerçekleri göz önüne aldıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Kapsamlı bir kentsel dönüşüm planladık. İstanbul’da kentsel dönüşümü belli başlıklar altında ele aldık. Deprem odaklı, stratejik ve tarihi mirasın korunmasına yönelik kentsel dönüşüm projeleri hazırladık. Bu kapsamlı dönüşüm projeleri sayesinde insani, kültürel ve maddi değerler açısından kentin dayanımını artırıyoruz. Biz bu projeleri hayata geçirirken vatandaşlarımızın dönüşümün içinde yer alması için çalışıyoruz. Yasal zorlamalarla insanları baskı altına almak yerine geliştirdiğimiz araçlarla onları kentsel dönüşüme katılmaya teşvik ediyoruz. İmar transferi, imar artışına dayalı kentsel dönüşüm modeli, yerinde dönüşüm, donatılarıyla bir bütün oluşturan modern yaşam alanlarında sağlıklı konutları uygun maliyetlerle temin etmemizin nedeni bu. Bunda da başarılı oluyoruz.”

“Daha değerli konutlar olacak”
İstanbul’da 10 ilçede tespitler yaptıklarını, bir anlamda deprem riski açısından kentin karşı karşıya kalacağı tabloyu ortaya çıkardıklarını kaydeden Topbaş, “Buna bağlı olarak deprem odaklı kentsel dönüşüm projeleri hazırladık. Bu açıdan Zeytinburnu’ndaki Sümer Mahallesi örnek birmodel oldu. Hem yerinde dönüşüm adına, hem de vatandaşlarımızın projeye gönüllü desteğinin alınması adına. Bu sayede vatandaşlarımız dayanıklı, sağlıklı, otoparkı olan, bittiğinde eskisinden 2 kat daha fazla değerli bir gayrimenkule sahip olacak. Ancak vatandaşlarımız bir daire yerine daha fazla daire alabilme hesapları gütmemeli, malını değil canını düşünmeli” diye konuştu

“Stratejik dönüşümler”
Kendi yapılarını güçlendirmek isteyen vatandaşlara da izin verdiklerini belirten Kadir Topbaş, şunları söyledi:
“Bundan sonra yapılacak bütün yapılarda çevreciliği esas alıyoruz. Konuya deprem açısından baktığımızda sanayi bölgelerinin zamanında son derece plansız geliştiğini görüyoruz. Gelişi güzel araziye dizilmiş depreme dayanıksız yapılar hem deprem anında tehlike oluşturuyor hem de deprem sonrası müdahaleyi zorlaştırıyor. Bu bölgeler birer çöküntü bölgesi olmaktan kurtarılmak zorunda. Bu sebeple biz, Kartal, Cendere, Ayamama, Dragos’ta büyük stratejik dönüşümlere imza atıyoruz. Bu toplamda 800 hektarı aşkın bir alanda dev bir dönüşüm demektir. Bir anlamda kentin çehresini değiştiriyoruz. Ayrıca Süleymaniye, Beyoğlu, Haydarpaşa gibi bölgelerde tarihi mirasın korunmasına yönelik kentsel dönüşüm çalışmalarımız var. İstanbul’a kimliğini veren bu tarihi bölgeleri bir depremde kaybetmek istemiyoruz. Bu alanlarda bir yandan tarih eserleri restore edip, yeni fonksiyonları ile İstanbul’un hizmetine sunarken, diğer yandan da tarihi İstanbul’u yeniden kazanıyoruz.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var