Pembelik Barajı inşaatı yargı kararına rağmen devam ediyor. Sular altında kalacak 12 köy 'direniş çadırı'nda bir yıldır nöbette.
İnşaat makinelerinin kum çıkarttığı dağların üzerlerindeki ağaçlar kesilmiş, çırılçıplak kalmış. Nöbetteki köylülerden Ali Tanış, nehir yatağının neredeyse iki katı genişlediği bir yeri gösteriyor: “Yukarı köylere gidip kamulaştırmadıkları yerlerden kum almaya çalıştılar, izin vermedik. Bu sefer suyun içinden kum çıkarmaya başladılar, nehir genişledi.”
Köylüler ilk başlarda çadırda kalıyorlarmış, sonra da akşamları içinde yatmak için tek odalı bir baraka yapmışlar. Baraka, nehrin Tunceli tarafında, barajın gövdesinin yapılacağı Doluca Köyü’ne bağlı arazinin tam ortasında. “Burayı almadan barajı yapamazlar” diyorlar. Kimi çoban, kimi tarımla uğraşıyor, kimi üniversiteye hazırlanıyor. Her gece barakada iki-üç kişi kalıyorlar. “Burası bize dedelerimizden, nenelerimizden kaldı. Öleceğimizi bilsek de vermeyiz’’ diyorlar.
Barajı yapan Bilgin Enerji ve Limak ortaklığı olan Darenhes Elektrik. Limak’ın internet sitesinde “Baraj nehir yatağından 77 metre yükseklikte beton dolgu baraj tipinde inşa edilecektir” yazılı. Baraj yapılırsa, Karakoçan’a bağlı Pamuklu, Aşağı Dolluca, Akarbaşı, Okçular, Surçay, Akkuş, Akarbaşı, Okçular, Çalıkaya, Alabal ve Özlüce köylerinin büyük kısmı suya gömülecek. Peri Suyu Koruma Platformu adına konuşan Eren Akyol, “Burası HES projelerinin en kuralsız şekilde hayata geçirildiği vadilerden” diyor: “Son beş yılda Kiğı Barajı, Selenk Barajı, Tatar Barajı, Seyrantepe Barajı yapıldı. Buradaki çatışmalı ortamda sessiz bir şekilde peş peşe yapılan barajlar burayı insansızlaştırdı, organik tarıma elverişli bütün araziler sular altında bırakıldı.”
‘Sorun gölse taşırız’
Alevilerin kutsal mekânları da barajla sulara gömülecek. Örneğin hastalar ve çocuğu olmayanların derman aradığı Düzgün Baba Ziyaretgâhı, Peri Suyu’nun kenarındaki Golê Xızırı (Hızır Gölü). Hızır Gölü’nün etrafındaki bir kaya, üzerinde yakılan mumlarla kaplanmış. Şantiye şefi “Sorun gölse taşırız” demiş, köylülerden Ali Tanış, “Bu inancımıza büyük saygısızlık” diyor: “Mekke’yi ya da Medine’yi taşıyabilir misiniz?”
Köylülerin direniş çadırını barakaya çevirmesinin bir sebebi de güvenlik. Şantiyenin özel güvenlikleriyle aralarında sık sık çatışma yaşanıyor. Muhtar Kazım Kaya, “Çadırı ilk kurduğumuz günlerde karşı karakoldan havaya ateş açıyorlardı. Direnişteki köylüleri de çocuklarını da fişlediler” diyor.
Danıştay 6. Dairesi, köylülerin başvurusu üzerine ‘kamulaştırmada hukuksuzluk’ gerekçesiyle barajın yapımını durdurmuştu. Bölge halkı, 9 Nisan’da Limak’ın Danıştay kararına uyması için Karakoçan Savcılığı’na 300 imzayla suç duyurusunda bulunmuş, fakat hâlâ yanıt yok. İnşaat makineleri ise kazılarına aralıksız devam ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder