5 Haziran 2012 Salı

Çevre gününde çevre yağması

Türkiye 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü çevre yağmasının önünü açacak yasal düzenlemeyle karşılıyor.
Koruma altındaki doğal sitleri ve milli parkları işletmeye açacak olan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa Tasarısı’nın 14 maddesi TBMM Çevre Komisyonunda kabul edilmişti. Kalan maddelerinin bugün görüşülmesi beklenen tasarı yasalaşırsa koruma altındaki tüm alanlar şirketlerin hizmetine açılmış olacak, doğal sit kararları iptal edilebilecek, milli parklar bile yatırımcılara açılacak.  
KORUMADA 50 YIL GERİYE
74 kitle örgütünün oluşturduğu Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, Dünya Çevre Günü nedeniyle dün bir açıklama yaptı. Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’nın ilk 14 maddesinin TBMM Çevre Komisyonu’nun 31 Mayıs 2012 tarihli toplantısında bir günde görüşülerek onaylandığını hatırlatan Girişim,  tasarının 1958’den bu yana edinilmiş tüm kazanımları yok ettiği uyarısı yaptı.
Yapılan açıklamaya göre Yasa Tasarısı’nın 6. Maddesi tüm korunan alanların sınırlarının değiştirebilmesine, hatta tümüyle kaldırılmasına olanak veriyor. Bilimsel çevrelerin, ilgili kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve koruma alanlarında ve çevresinde yaşayanların karar süreclerine dahil olması için öngörülen ulusal ve yerel kurulların tümünü tasarıdan çıkarıyor ve katılımcılık yönünden Türkiye’yi 30 yıl önce hazırlanan yasaların daha da gerisine götürüyor.
TÜM ALANLAR ŞİRKETLERİN HİZMETİNE!
Doğal zenginlik açısından öne çıkmış ve tüm dünya ile paralel koruma altına alınmış milli parklar, doğal sitler, yaban hayatı koruma sahaları ve uluslararası öneme sahip sulak alanlar, yıllar önce ilan edilmiş olsalar bile yatırımcıların arazi edinme ve işletme taleplerine karşılık elden çıkarılabilecek. Öte yandan, bilim insanları, uzmanlar, demokratik kitle örgütleri veya yöre halkı bundan böyle herhangi bir alanın koruma altına alınması sürecinde söz sahibi olamayacaklar.
Bugün yapılacak TBMM Çevre Komisyonu toplantısında geriye kalan hükümlerinin karara bağlanması beklenen tasarıda bir diğer önemli nokta ise “üstün kamu yararı” ifadesine yer verilmesi.  Eğer bir alanın yatırıma açılmasında hangi kriterlere göre belirleneceği net olmayan “üstün kamu yararı” kararı alınırsa, korunan alanlar madencilik, enerji, sanayi, tarım, turizm gibi yatırımlara açılabilecek. Bu yüzden Nükleer, HES, baraj, altın madeni, konut yatırımcılarının gözü Çevre Komisyonu’nda.(HABER MERKEZİ)

ÇMO: ORMAN TAHRİBİ YASALAŞTI
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, 2012 yılı ana teması “Yeşil ekonomi” olarak belirlenen 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir basın toplantısı yaptı. Toplantıda konuşan ÇMO İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, küresel ısınma ve iklim değişikliğinde en büyük paya sahip sera gazlarının miktarının 1992 yılında 153 milyon ton olduğu bilgisini vererek, 2011’de bu miktarın 402 milyon tona ulaştığını belirtti. Kişi başına yıllık sera gazı emisyonunun 3.39 tondan 5.51 tona yükseldiğini ifade eden Kınay, “Yenilenebilir enerji kaynaklarından, rüzgâr enerjisi kullanımı ülkemizde sembolik düzeyde kalmıştır. Rüzgâr potansiyeli çok daha düşük olan Avrupa Birliği ülkelerinde elektrik üretiminde rüzgârın payı yüzde 5 düzeyinde iken ülkemizde yüzde 1.35’tir” dedi. Kınay’ın verdiği bilgilere göre, ülkemizdeki elektrik üretiminde Jeotermal ve biyogazın payı yüzde 0.5 iken, fosil yakıtların payı ise yüzde 73 dolayında. Toplantıda ele alınan diğer bir konu olan 2/B yasası ile ilgili olarak da Kınay, İzmir ilinin üçte biri büyüklüğünde bir alanın orman vasfını yitirdiği gerekçesi ile yapılaşmaya açıldığını, ormanların geri dönüşümü olmayan bir biçimde tahribinin yasallaştığını söyledi.(İzmir/EVRENSEL)    

‘YAŞAM ALANLARIMIZA GÖZ KOYDULAR’
Derelerin Kardeşliği Platformu, Silivri Çevre Derneği, Çorlu Tehlikeli Atık Tesisine Hayır Platformu, Birleşmiş Milletler tarafından 5 Haziran 1972 yılında ilan edilen Dünya Çevre Günü dolayısı ile doğa katliamlarına dikkat çekti. Derelerin Kardeşliği Platformu tarafından yapılan açıklamada, Dünya Çevre Gününe, doğal SİT alanları ve koruma öncelikli alanlara ilişkin yasal dayatmalarla girildiği belirtildi. Çevrecileri “bir avuç çapulcu”, “birtakım çevreci tipler” olarak niteleyenlerin, sulara, vadilere, yaşam alanlarına göz koyduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Milyonlarca yıldır üzerindeki canlılar için yaşam kaynağı olan dünyamız, her geçen gün artan baskı ve sorunlarla boğuşuyorken, varlığımızı sürdürmek için bütünüyle bağımlı olduğumuz doğal sistemlerini ve kaynaklarını kaybediyor” denildi.
Silivri Çevre Derneği’den yapılan açıklamada ise, “Türkiye’nin bütün derelerini pazarlayıp, her birine baraj yapmaya kalkan, insanları ve doğayı susuzluğa terkeden bir anlayışla karşı karşıya olduğumuz bu günlerde acaba çevre günü kutlanabilir mi?” diye soruldu, “Sevgili hükümetimizin saplantı halinde bir nükleer santral yapma tutkusu bizde çevre gününü kutlama isteğini yok ediyor” denildi. Çorlu Tehlikeli Atık Tesisine Hayır Platformu da, Dünya Çevre Günü dolayısı ile Cumhuriyet Meydanı’nda düzenleyecekleri etkinliğe katılım çağrısı yaptı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var