28 Temmuz 2010’da yine aynı cezaevinde yaşanan bir protesto sonrasında İHD ’nin, 2011’de ise Şanlıurfa Barosu’nun hazırladıkları farklı raporlarda cezaevinin fiziki durumundan kaynaklanan önemli sorunların yaşandığı ortaya çıktı. Radikal’e konuşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Felaketin gözgöre göre geldiği bu rapordan belliydi. İki senedir hiçbir önlem almayan bu cezaevi müdürü ile savcısı açığa alınmalı ve soruşturma başlatılmalı. Ayrıca cumhuriyet savcısının da görevini yapmadığı ortada” diyor.
Türkdoğan 2 yıl önce Erkan Gümüştaş adlı bir tutuklunun kendini yakması üzerine hazırladıkları raporda cezaevinin fiziki durumunun ortaya çıktığını belirterek, “Şu anda aynı yöneticiler başta. Bu rapora rağmen önlem almamışlar. 2009’dan beri gerek yıllık ihlal raporlarımazda gerekse cezaevleri ihlal raporlarımızda sayıları ve fazlalığı özellikle belirtiyoruz. 2009 ve 2010 yılı cezaevi ihlal raporlarımızı Adalet Bakanlığı ’na gönderdik. Verilen cevap ise şu oldu: İhaleye çıktık, yeni cezaevleri yapıyoruz. Biz yeni cezaevinden ziyade tedbirlerin artırılmasını, insanların sağlıklı ve güvenli ortamlarda barındırılamısın istiyoruz.” Türkdoğan ayrıca, yangına geç müdahele edildiğine dair iddialar olduğunu belirterek, “Cezaevinde kapılar dışa doğru açılır. Dolayısıyla tutukluların barikatı nedeniyle müdahale edilemediği iddiası komik bir iddiadır” dedi.
28 Temmuz 2010 tarihinde İHD Heyeti tarafından hazırlanan ve tutuklu Erkan Gümüştaş’ın kendini yakma olayını araştıran raporda cezaevinin fiziki durumu tutuklu ve hükümlüler tarafından şöyle anlatılıyordu:
Tuvalet kapısına yatak
F. T.(55): Kapasite 245 kişi olmasına rağmen ben kaldığım dönemde burada bulunan tutuklu ve hükümlü sayısı 1000 kişinin üzerine çıkmıştı. Size bir örnek vereyim benim kaldığım odanın kapasitesi 6 kişiydi ancak biz 18 kişi kalıyorduk, Tuvaletin kapısının önüne kadar yatak sermek zorunda kalıyorduk. Biliyorsunuz Urfa yazın çok sıcak oluyor Bizim kaldığımız odanın yatakhane kısmındaki küçük bir pencere dışında bir yerden hava alma imkanımız yoktu. Nefes almakta bile zorlanıyorduk. Ben kalp hastası olduğum için çok fazla zorlanıyordum. Oradaki fiziki şartlar bir işkence aracıydı. Cezaevi yönetimi Adalet Bakanlığı ’nın tutuklulara sağlamış olduğu ‘ortak alan’ hakkımızı uygulamıyordu, Dışarıdan cezaevine eşya alınmıyordu; ancak cezaevinin kantinindeki fiyatlar da çok fazla yüksekti.
Tutuklu yakını H. K. (60): Tutuklulara bilinçli olarak baskı uygulanıyor sayımlarda ve yemek dağıtımlarına kadar yapılan her iş tutuklular için birer işkenceye dönüşüyor. Gürüşme yerleri kapalı ve çok havasız, Çocuklar bu durumdan etkileniyorlar.
Cezaevleri durumu
Bu arada Şanlıurfa Valisi Celalettin Özgenç, gazetecilere yaptığı açıklamada, olayda hayatını kaybedenlerin yanarak değil, dumandan etkilenerek öldüklerini söyledi.
Türkiye’de 328 kapalı, 36 açık cezaevi, 3 çocuk eğitimevi, 5 kadın kapalı, 1 kadın açık, 4 çocuk ve gençlik kapalı ceza evi olmak üzere toplam 377 cezaevi var. Bu kurumların kapasitesi 121.804 kişilik olmasına rağmen 31 Mart 2012 itibariyle 132 bin 369 kişi barınıyor.
Açık görüş izdihamı
Şanlıurfa E Tipi Kapalı ve Yarı Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndaki tutuklu ve hükümlüler, önceki gece yaşanan olayların ardından dün aileleriyle açık görüş yapmaya başladı. Adalet Bakanlığı’nın izniyle yapılan açık görüşlerin 15 gün devam edeceği duyuruldu. Bunun üzerine sabah saatlerinden itibaren Eyyübiye’deki cezaevi önünde toplanan vatandaşlar yakınlarıyla görüşmek için kayıt yaptırmaya başladı. Ancak bu kez de izdiham yaşandı
‘Başlarına gelecekleri göremediler’
Radikal’e konuşan Şanlıurfa Baro Başkanı İrfan Güven, cezaevinde çok uzun zamandır kapasitenin çok üstünde insan barındırıldığını hatırlatarak, “Konferans salonunu koğuşa dönüştürdüler. Koğuşlarda ranzaların arasına yer yatağı attılar. 2011’de bu durumu resmeden bir rapor yayımladık.Adalet Bakanlığı ilgileneceğini duyurdu. Ancak inşaat için ihale dahi yapılmadı. Bu geliyorum diyen bir faciaydı. 45 derecede, klimasız ortamda 6 kişilik yere 18 kişi sıkıştırırsanız zaten kavgaya lüzum olmadan insanlar çıldırır. Ölenler 20-25 yaşlarında gençler. Bir protesto yapmak istediler ve başlarına gelecekleri muhtemelen öngöremediler.” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder