17 Haziran 2012 Pazar

Ankara’da 11 hastane yıkılıyor

KAMU-ÖZEL ORTAKLIĞININ İLK ADIMLARI, ETLİK İHTİSAS HASTANESİ İLE ATILIYOR...

SSK tarafından 1997’de faaliyete geçen  Sağlık Bakanlığı Etlik İhtisas Hastanesinde 29 Haziranda hizmet sona eriyor. 15 yıllık geçmişi olan hastane arazisi, kamu-özel ortaklığı yolu ile Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampüsü yapımı çalışmaları çerçevesinde Astaldi-Türkerler ortaklığına teslim edilecek. Ankara Tabip Odası (ATO) Etlik İhtisas Hastanesinin yıkılarak yerine Sağlık Kampüsü kurulmasının kamu arazilerinin piyasaya açılmasının bir ayağı olduğu gerekçesiyle karşı çıktı.
KAMU ARAZİSİ PİYASAYA AÇILIYOR
ATO Başkanı Özden Şener, Etlik İhtisas Hastanesinin yıkılarak yerine Sağlık Kampüsü kurulmasının sağlıkla hiçbir ilgisi olmadığını; yapılmak istenenin kamu arazilerinin piyasaya açılarak rant elde edilmesi olduğunu vurguladı. Özden, Etlik İhtisas Hastanesinin SSK tarafından, işçilerin primleriyle yaptırıldığını hatırlattı. Özden, işçilerin, emekçilerin ellerinden hem hastanelerinin alınacağını, hem de arazilerine yapılacak sağlık kampüsünde alacakları sağlık hizmeti için katılım payı ödemek zorunda kalacaklarını söyledi.
ANKARA’DA KAMUDA HASTANE KALMIYOR
ATO Genel Sekreteri Selçuk Atalay da ihaleyle Etlik Kadın Doğum Hastanesi, Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Etlik İhtisas Hastanesi, 3 adet lojman, SGK’ya ait arşiv ve depo binaları ile marangozhane, garaj ve sosyal tesis alanlarının da şirketlere tahsis edildiğini ifade etti. Atalay, şirketlere ayrıca Sami Ulus Çocuk Hastanesi, Ulus Devlet Hastanesi, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Dışkapı Çocuk Hastanesi, Ulucanlar Göz Hastanesi, Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ulucanlar Ek Poliklinik Binası, Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Doğum Hastanesi, Dr.A.Y. Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesinin de “Kampüs dışı ticari alan” adı altında verildiğini kaydetti. Atalay hemen hepsi araştırma ve eğitim hastanesi olan kurumlarda çalışan hekimlerin ve sağlık emekçilerinin de çalışmalarına nerede devam edeceğinin hâlâ belirsiz olduğunu ifade etti.
ANKARA’DA 11 HASTANE YOK EDİLİYOR
Kamu özel ortaklığının ilk defa uygulanacağını belirten Atalay, İngiltere ve Kanada gibi ülkelerde örnekleri olan uygulamanın hem kamu maliyesi, hem hizmet niteliği, hem kamu yararı bakımından kötü sonuçları olan bir yönetim olduğunu vurguladı. Atalay, devletin ödeyeceği 8 milyar Türk lirasına karşılık kampüs dahilinde tüm inşaatlarla birlikte 2.4 milyar liralık yatırım yapılacağını ve paraya ek olarak Ankara’daki 11 hastanenin yok edileceğini ifade etti. Atalay, işçilerin alın teriyle alınmış arazilerin şirketlere aktarılmaya çalışıldığını vurguladı.
ANKARA’DA HİZMET AÇIĞI OLACAK
Atalay, Etlik İhtisas Hastanesinin bölgenin yoksul halkı için çok önemli olduğunu ifade etti. Hastanenin bir kısmının Bakanlık tarafından ‘Ne kadara, ne şekilde kiralandığı belli olmayan’ Özel Ulus Hastanesine nakledileceğini belirten Atalay, yetersiz fiziki yapısıyla Özel Ulus Hastanesinin beklenen hizmeti karşılayamayacağını vurguladı. Sağlık personelinin başka birimlere gönderileceğini belirten Atalay, gidecekleri hastanelerde sağlık personelinin ne koşullar altında, nasıl hizmet vereceğinin de belirsiz olduğunu söyledi. Atalay “Etlik İhtisas Hastanesinde ayda 20 ameliyat yapan bir cerrah gönderildiği hastanede zaten dolu olan ameliyathanelerde nasıl ameliyat sırası bulabilecek” diye sordu. Hastanede taşeron olarak çalışan sağlık personelinin durumunun da tümüyle belirsiz olduğunu kaydeden Atalay, “Bu personel bakanlık için yok olacak ama başka yerlerde ekmek mücadelesi vermeye devam edecekler” dedi. Atalay, coğrafi olarak kendisine yakınlığından dolayı Etlik İhtisas Hastanesinden hizmet alan binlerce vatandaşın da mağdur olacağını söyledi.(Ankara/EVRENSEL)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var