Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
8 Haziran 2012 Cuma
4 AY İÇİNDE "YIKIM" BAŞLIYOR
"Biz ne yaptıysak bu yasaya kamuoyunda 'kentsel dönüşüm' yasası demekten kurtaramadık. Bu bir kulvar. Tüm kentsel dönüşümü kapsamıyor. Bu yasa diğer kentsel dönüşüm yasalarından değişik, afet riski taşıyan binaların dönüşümüdür. 1956'dan bu yana çıkartılan kentsel dönüşüm yasaları var. Rahmetli Özal'ın çıkardığı kısmen af olan büyük bir kentsel dönüşüm yasası var. Belediyelerin kanunlarında oldum olası var. Bizim dönemimizde de yenilenmesi gereken alanlarla ilgili kanun çıkardık. Belediye kanunun 73. maddesini değiştirerek çok kuvvetli bir yasa yaptık. Bu yasada kamu arazisi olmayan yerlerde belediye, kamu arazisi olan yerlerde Bakanlar Kurulu yetkili.
ÖNCELİK AFET RİSKİ TAŞIYAN BİNALAR
Bizim yasa öncelilkle olarak afet riski taşıyan alanların, binaların dönüştürülmesidir. Mal güvenliğini, mülkiyet hakkını, İnsanların can güvenliğini, yaşama hakkını koruyan bir yasadır. Diğer yasalar karşısında
daha güçlü bir yasa. Öbür yasalarla beraber bu dönüşümü sağlayamadık. Türkiye'nin kendi bir olgusu, bina stoğu var. Türkiye'de yaklaşık 19,5 milyon bina stoğu var. Birim konut yani şehir diye adlandırılan yerler yani nüfusu 10.000'den yukarı olan kasabalar ilçe ve illerde yaşayan 20 milyona yakın kullanılan hane var. Bunları değiştirmek çok zor. İnsanları olduğu yerden başka yere taşımak ve 'senin evini yıkacağız' demek çok zor bir olay. Diyelim ki bir kişi kamu arazisinde ya da başkasının arazisinde
salaş bir yapı yapmış. Derme çatma bir yapıyı izin almadan yapmış. Şimdi yasa çıktı. Düşünüyor ki bu binadan nasıl 3 bina alırım nasıl rant elde ederim. Biz bunu görüyoruz. Böyle çok önemli bir olay. Bu yasanın esas hızlanmasının sebebi budur.
VAN DEPREMİ TETİKLEDİ
2010 yılında biz büyük bir kurultay yaptık. Orada kentsel dönüşümün ne kadar elzem olduğunu anlattık. Başbakanımız ve bakanlarımız geldi. Orada bu işin ayak izleri duyuldu. Ama Van bu işi tetikledi. 3 veya 5 senelik bir çalışma bu. Ciddi bir çalışma sonucu bir yasa yaptık. Meclise gittikten sonra 25 maddenin 12'si geçince bir daha durdurduk. Eleştiriler gelsin yanlışlıkları nelerdir, düzeltelim diye... Yasanın en önemli özelliklerinden bir tanesi mülkiyet hakkına dokunamıyordu. Bizim geri kalmış ülkelerde olduğu gibi bu şekilde mülkiyet statükosunu devam ettirerek işin içinden çıkamayacağımızı bilimadamları söyledi. Kimsenin hakkını yemeyelim dedik. Fakat bu işin yolunu açarken önümüze takoz koyanları da aşmak için nitelikli çoğunluğun verdiği kararlara da diğerleri uysun.
NİTELİKLİ ÇOĞUNLUK ARANACAK
Bayraktar, "Riskli bir bina var. Apartmandan 10 kişi bu binayı yıkıp yenisini yapmak istiyor. Bir kişi karşı çıktığında olmuyordu. Şimdi bu değişti mi?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
Şimdi 3/2 çoğunluk gerekiyor. Nitelikli çoğunluğun verdiği kararlara diğerleri de uymak zorunda. SPK tarafından görevlendirilen uymayan, razı olmayan hissedarların hisselerini değerlendireceğiz. Bundan
sonra yine açık arttırmayla anlaşma sağlayan diğer hisse sahiplerine satışa sunacağız. Almadılarsa o zaman devlet olarak ekspertiz değerinden ödeyip alacağız. Maliye adına teshir ettikten sonra anlaşma sağlayanların anlaşması neyse biz de devlet olarak onlara uyacağız. Eğer bizden yardım isterlerse onu da ödeyeceğiz. Bu şekilde çarkı döndüreceğiz. Mahkemeye gitme, tazminat hakları da var. Ancak yürütmeyi durdurma hakları yok.
DEVLET DEĞİL, VATANDAŞ YAPACAK
Burada maksat iş yürüsün. Binanın deprem riski taşıması gerekiyor ancak. Bina bakanlık tarafından lisanslandırılan kurumlar tarafından tespit edilecek. Vatandaş dedi ki, 'Benim binam sağlam o tespit yanlış' öyle bir durumda bir üst kurula şikayet edecek. Akademisyenlerden ve bakanlığın atadığı kişilerden 7 kişilik bir kurul oluşturulacak. Ama bunun sonucunda da yürütme durdurulamayacak. Amaç burada afet depreme dayanıksız bina bulmasın. Bu işi devlet nasıl yapacak diyerek eleştiriyorlar ancak bu işi vatandaş yapacak.
ŞEHİRLERİN ŞEKLİ ŞEMALİ DEĞİŞECEK
"Yeni meydanlar yapacağız. Modern hayatın gerektirdiği mekanlar olacak. Yeni şehirlerin şekli şemali değişecek" diyen Bayraktar, şöyle devam etti: "Bu işte esas hedefimiz bu dönüşümde vatandaşların sahiplenmesi. Biz de yasanın getirdiği imkanlarla her türlü vatandaşı istifade ettirelim. Türkiye'nin yüzde 90'ı birinci bölge deprem bölgesi. İstanbul'da da deprem bölgesi sahilde. Bunları mutlaka taramamız lazım."
YIKMAZLARSA BİZ YIKACAĞIZ!
Bu çalışmalardan herkesin haberdar olması gerektiğinin altını çizen Bayraktar, "Duyan duymayana anlatsın vatandaşın bu işe ilgi göstermesi lazım. Üniversiteleri, belediyeleri bu işin içine sokmaya çalışacağız. Diğer taraftan sıkı denetim yapacağaız. Deprem riski taşıyan ilçede, ilde tespit yapılmazsa biz resen gidip tespit yapacağız. Vatandaşa diyeceğiz ki, 'Senin binan riskli' Ondan sonra 60 gün süre vereceğiz. Kendin yapman gerekini yap. Ses çıkmazsa tekrar tebligat yapacağız. Yine makul bir süre vereceğiz. O süre içinde de yıkmazsa biz bunu yıkacağız. Bunun kurtuluşu yok" şeklinde konuştu.
HAZIR OLANDAN BAŞLAYACAĞIZ
"Dönüşüm" çalışmalarını iyi yapan belediyelerin olduğunu kaydeden Bayraktar, şöyle devam etti: "Biz hangi belediye altyapısını hazırladıysa oradan başlayacağız. Hangi vatandaş rıza gösterdiyse oradan başlayacağız. Biz o vatandaşa imar yönünde de kira yönünden de kredi yönünden den yardımcı olacağız. İçinde kiracı varsa kiracıya kira yardımı yapacağız. içindeki mal sahibi, onun yapacak durumu yoksa kredi desteği vereceğiz. 'Dairemi alın' diyorsa ona faiz sübvansiyonu yapacağız. Şu andaki konut kredilerinden en düşük krediyi veren bankalara biz de yüzde 20-30 kredi desteği yapacağız. Hatta kiracı da değil, orada bir şekilde oturuyorsa ona da yardım edeceğiz. Sosyal devlet anlayışı içinde... Bir özelliği vatandaşın kendisi yapması, bir özelliği de bu yasa kapsamında dönüşüm yapacak olanlara yapacağımız desteklerdir"
KAÇAK YAPILAR NE OLACAK?
Kamu binaları için de projeleri olduğunu kaydeden Bayraktar, kaçak yapılarla ilgili soru üzerine, "Buna imar verebiliyorsak imar vereceğiz, yerinde yapacak. Ama imar veremeyeceğimiz bir yerdeyse ona imar vermeyeceğiz. Ancak affa da girmeyecek. Yeni bina yapmak için başka yerde kredi desteği verebiliriz, kira yardımı da var. Arsasının bedeli varsa onu da, enkaz bedeli varsa onu da öderiz" diye konuştu.
6.5 MİLYON KONUT DEPREME DAYANIKSIZ
Nüfusun yoğun olduğu ve deprem riski taşıyan bölgelerde ciddi çalışmalar yapacaklarını kaydeden Bayraktar, "TÜİK'in çalışmalarına göre yirmi milyona yakın konut var 1. derecede deprem kuşağı üzerinde. 6.5 milyon konut depreme dayanaksız. Acil olanı bu" dedi.
4 AY İÇİNDE "YIKIM" BAŞLIYOR
Bir yandan tespitlerin yapılacağını ve 4 ay içinde yıkıma başlayacaklarını söyleyen Bayraktar, "Ciddi bir giriş yapacağız" dedi. Kısa ve uzun vadeli planlarının hazır olduğunu belirten Bayraktar, "Bu salt bir kentsel dönüşüm değil. Aynı zamanda Türkiye'yi güzelleştireceğiz. Yapı stoğumuzu güzelleştireceğiz, şehirlerimizin fotoğrafları güzelleşecek. Enerji tasarrrfu sağlayacağız" şeklinde konuştu.
Habertürk
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder