8 Haziran 2012 Cuma

'İmha'cı müdüre beraat!

"Vatana millete zararlı çocuk yürümeden yok edilmeli" diyen müdür özür diledi, beraat etti.

Hümeyra PARDELİ 

ERZURUM - Ezurum’da düzenlenen ’Huzur toplantısı’nda "Emniyette suçluların kanını alıp gen haritası çıkarsınlar. Çocuk doğduktan sonra analizi yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin" diyen Dumlupınar İlköğretim Okulu eski Müdürü 53 yaşındaki Mustafa Aydın , "Tüm çocuklardan özür dilerim" dedi. Aydın ilk duruşmada beraat etti. 
Erzurum Lisesi Konferans Salonu’nda 20 Şubat 2012 günü Yakutiye Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen huzur toplantısına Dumlupınar İlköğretim Okulu Müdürü olarak katılan Mustafa Aydın , öğrencilerinin döner bıçağıyla kavga ettiğini söyledi. Okulun bulunduğu Yeğenağa Mahallesinde 500 metrelik mesafede 4 hurdacı bulunduğuna dikkati çeken Aydın, "Çocuklar bir defa genellikle hırsız. Bunun yanında çocuklara devamlı ’Anneniz yoğurt mayalıyor mu’ diye sorarım. ’Evet mayalıyor’ diyorlar. Bir kere yoğurt bozuksa, mayası bozuktur. Aile ne ise, çocuğu odur. Bulunduğum çevreyi sokak sokak dolaştım. O kadar kullanılmayan ev var ki. Çocuklar köpek bakıyor. Orada soba yakmış oturuyorlar. Yetkililere eski ve boş evlerin yıkılmasını söyledim. Analar ne kadar kültürlü olursa, yetişecek nesil o kadar kültürlüdür. İngiltere ’de okullarda şiddetin dozunu ayarlamak için bir takım tartışmalar yapılıyor. Arjantin ya da Brezilya’da emniyette, suçlu çocuklara ’Nasıl bir şiddet uygulayalım’ diye tartışılıyor. Ben bunu bizzat okudum, kafadan atmıyorum. En önemli tespitim, suça meyilli çocukların yüzde 90’ının ailelerinin geçimi Sosyal Yardımlaşma Vakfı tarafından karşılanıyor. Yıllar önce Brezilya’da sokak çocuklarını yok etmek için bir örgüt kurulmuştu. Kusura bakmayın, belki biraz anormal gelebilir ama ben şunu istiyorum: Tıp bu kadar gelişti yüz nakli yapılıyor. Emniyette suçluların kanını alıp gen haritası çıkarsınlar. Çocuk doğduktan sonra analizi yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin" demişti. 

ADANA CEZAEVİNDEN ŞİKAYETÇİ OLDU 

Yaptığı konuşmayla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı tarafından soruşturma açılan ve Okulu Müdürlüğü görevinden alınan Mustafa Aydın hakkında Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Merkezi suç duyurusunda bulundu. Ayrıca Adana F tipi Cezaevinde kalan Miktat Algül’ün ’tutuklu ve hükümlülerin aile ile çocuklarını rencide ettiği’ gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmasıyla Erzurum 1’inci Sulh Ceza Mahkemesi’nde Mustafa Aydın hakkında ’sosyal sınıf farklılığı nedeniyle halkın bir kısmını alenen aşağılamak’ suçundan 6 aydan 1 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. 
1’inci Sulh Ceza Mahkemesi’nde dün görülen ilk duruşmada Çağdaş Hukukçular Derneği Çocuk Komisyonu Başkanı Avukat Müşir Deliduman, sanık Mustafa Aydın ve eşi duruşmada hazır bulundu. Evli ve 2 çocuk babası olduğunu belirten MustafaAydın , duruşmada şunları söyledi: 

"DUYARLI OLMASAYDIM, BAŞIMA BUNLAR GELMEZDİ" 

"Toplantının amacı şuydu: Huzurlu bir Erzurum için suç ve suça sürüklenen çocuklar için alınacak tedbirler nelerdir? Toplantıda okul müdürleri, imamlar, muhtarlar vardı. 2010’da göreve başladığımda okul başarı oranı açısından 44’ncü sıradaydı. Bunun üzerine sebepleri araştırdım. Mahallebaşı’ndan Gölbaşı semtine kadar kroki çizdim. Duyarlı bir okul müdür olmasaydım bunlar başıma gelmezdi. Olaydan sonra müdürlük görevinden alındım. Öğretmenlik yapıyorum. Bu sözü nasıl söyledim bilmiyorum. Notlarım arasında ’suçu ortadan yok edelim’ vardı. O anda yanlış kelime ağzımdan çıktı. Keşke toplantıya hiç gitmeseydim. 30 yıllık hayatımda hizmetten başka suçum yok. Etnik bölücülükle suçlandım. Tekman’da bir kız öğrencimin babası iki evliydi. SBS’den 470 puan almıştı. Gittim babasıyla konuştum dershaneye yazdırılması için. Parası olmadığını söyleyince öğretmenlerle konuşup kız öğrencinin dershane parasını biz ödedik. Gereksiz yere huzurumu bozdum, başımı ağrıttım. Halen daha öğrencilerimin dershaneleri gezip durumlarını öğreniyorum. Konuşmalarımın tamamı medyada yer almadı. Cımbızla bir takım kelimelerim seçilerek haber yapıldı." 


"ALKIŞLAYAN İMAMLAR DA DOSYAYA DAHİL EDİLSİN" 

Müdürün konuşmasında nefret suçu olduğunu ileri süren Avukat Müşir Deliduman, yoksullaşmış halk çocuklarının gen haritası çıkarılarak yok edilmesinin kin içerikli olduğunu söyledi. Mustafa Aydın ’ın söylediklerinin aklından geçenlerin ’dışa vurum’ şekli olduğunu bildiren Avukat Deliduman, "Toplantıda imamlar da vardı. Eğer onlar içerisinde sanığın hareketini alkışlayan varsa, onlarında dosyaya dahil edilmesi gerekir. Sanığa gözlerimin içine bakarak bazı sorular yöneltmek istiyorum. Çocuklarınıza şiddet uyguluyor musunuz? Vicdanınız sızlamaz mı çocukların yok edilmesinden? Tüm çocuklardan özür dilemelisiniz" diye konuştu. 


AVUKAT, ŞİKAYETİNDEN VAZ GEÇTİ 


Avukat Müşir Deliduman’ın soruları üzerine çocuklarına asla şiddet uygulamadığını vurgulayan Mustafa Aydın , çocukların öldürülmesini asla istemediği, yanlış anlaşıldığına dikkati çekti. Mahkeme Başkanı Ramazan Özer’in "Özür dileyecek misiniz?" sorusu üzerine Mustafa Aydın , önce özür dilerse suçu kabul etmiş olacağını, belirtti. Mahkeme Başkanı Özer ise "Pişmanım" dediğini hatırlattı. Bunun üzerine Mustafa Aydın , yanlış anlaşıldığı için tüm çocuklardan özür dilediğini vurguladı. Çocuk haklarıyla ilgiyi konferans verebileceğini anımsatan Mustafa Aydın , hayvan haklarınıda koruduğunu, 2 yıl güvercinlere yem verdiğini söyledi. Avukat Müşir Deliduman da sanığın çocukların yaşatılmasını istediğini, pişman olduğunu dikkate alarak şikayetten vazgeçti. İlk duruşmada mahkeme, Mustafa Aydın ’ın beraatine karar verdi. (dha)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var