Çünkü Büyükşehir Belediyesi’ne önceki yıllarda İTÜ tarafından hazırlanan Ulaşım Master Planı’nda, kentin Asya ve Avrupa yakaları arasındaki yolcu geçişinin tüm metropoliten alandaki günlük yolculukların en çok “yüzde 11”ini oluşturduğu belirlenmişti. Bu nedenle “deniz ulaşımı”nın öncelikle Boğaz geçişini rahatlatacak şekilde düzenlenmesinde zorluk olmadığı vurgulanmıştı.
FSM ve Haliç köprülerindeki bakım-onarım çalışmalarının zamanlaması önceden bilindiği halde, özellikle Boğaz geçişini kolaylaştıracak karşılıklı deniz seferlerinin “aynı” kalması, master plana hiç bakılmadığının kanıtı. Dahası, yine aynı plandaki “Anadolu’yla ilişkili otogar, hal vb. merkezlerin Asya yakasında konumlandırılması” hedefinin de hâlâ gerçekleşmemiş olması, yaşanan çilenin temelinde yatan “plansızlık politikası”nın düzeyini gösteriyor.
İşte master plana göre asıl alınması gereken, ancak yerel ve merkezi yönetimce gereği yapılmayan önlemlerden bir özet:
1- ŞEHİRCİLİK ÖNLEMLERİ
İstanbul’a gelen yolcu otobüslerinin yüzde 95’i Anadolu bağlantılı olduğu halde, “merkez otogar” Avrupa yakasındadır. Bu yanlış konumlama “FSM’deki otobüs yoğunluğu”nu gereksiz yere doruğa çıkarıyor. Asya yakasında öngörülen büyük otogarın hâlâ gerçekleşmemiş olması ise çekilen sıkıntının, şehircilikteki mantık dışı tutumdan kaynaklandığını gösteriyor.
Aynı şekilde İstanbul’un büyük “hal” te-sislerinin de yüzde 90’dan fazlası Anadolu’dan gelen sebze-meyve kamyonları için Avrupa değil, yine Asya yakasında olmalı. Halin Avrupa yakasında bulunması yüzünden “sayısız kamyon ve TIR gereksiz yere FSM Köprüsü’ne yığılmak zorunda” kalıyor.
Bunlara ek olarak Anadolu yakasındaki Sabiha Gökçen Havaalanı’nın da gereken yoğunlukta hizmet vermemesinden ötürü Avrupa yakasındaki Atatürk Havaalanı’nın çektiği trafik yükü metropoliten alandaki dengesizliği arttırıyor.
FSM ve Haliç köprülerindeki bakım çalışmaları, master plandaki bu kararların gereği yerine getirilerek zamanlansaydı, şimdiki bunalım asla yaşanmazdı...
2- ULAŞIM ÖNLEMLERİVaktiyle köprüler yokken, Sirkeci-Harem hattına ek olarak “Kabataş-Üsküdar” ve “İstinye-Çubuklu” arasında da araba vapuru seferleri vardı. Aynı iskelelerin bu geçiş döneminde de kullanılarak otomobil ge-çişlerinin rahatlatılabileceğini belirten uzmanların diğer altını çizdikleri “gerçek önlem” ise insanların geçişini kolaylaştıracak karşılıklı bağlantılar.
Örneğin Beykoz-Yeniköy; Küçüksu-Bebek; Çengelköy-Arnavutköy; Beylerbeyi-Ortaköy vb. hatlarda sadece karşılıklı seferler yapacak yolcu gemisi ya da motorlarla Boğaz geçişi kolaylaştırılabilir. Bu alternatiflerde de belirtilen iskelelere “toplu taşım” hizmetiyle geniş bir bölgenin karşıya geçme gereksinmesi karşılanabilir...
FSM ve Haliç köprülerinden ise ağır vasıta geçişinin gece 01.00 ile 05.00 arasında sınırlanması, zorunlu bir önlem olarak master planda da yer almaktadır. Sonuç olarak FSM ve Haliç köprülerinde 3’er şeridin kapatılmasından kaynaklanan trafik bunalımı, aslında Ulaşım Master Planı ilkeleri çerçevesinde alınabilecek önlemlerle giderilebilirdi. Bunlara uyulmadan başlanan uygulamanın ise “Acaba 3. köprü gereksinmesinin yaşanması için mi planlamanın gereğine uyulmadı” sorusunu gündemden düşürmeyecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder