Sulukule'de 'kenti koruma' amacıyla yapılan inşaatlar mahkemeye takıldı. Danıştay kararı onaylarsa Sulukule villaları yıkılabilir!
Mimarlar Odası’ndan Mücella Yapıcı, “Geciken adalet, adalet değildir” derken kararla Sulukule’de yapılan tüm işlemlerin hukuk dışı olduğunun ortaya çıktığını belirtti. Yapıcı, kararın Danıştay’da onanarak kesinleşmesi halinde ‘binaların yıkılması gerekeceğini’ söyledi.
Yapıcı, “Kararı çok önemsiyor ve bir emsal teşkil edeceğini düşünüyoruz, fakat bir yandan da içimiz acıyor. Dava süreci tamamlanmadan Sulukule, çevik kuvvet eşliğinde, yangından mal kaçırır gibi yıkıldı, talan edildi. Yürütmeyi durdurma kararının bir türlü alınamaması hukuksal trajediye yol açtı” diye konuştu. Geçen az Meclis’ten geçen ‘afet yasası’ ile yürütmeyi durdurma kararlarının tamamen yasaklandığını hatırlatan Yapıcı “Şu an Tarlabaşı da yönlendirilmiş bilirkişiler eşliğinde yıkılmakta” dedi.
‘Kılıfına uydururlar!’
İstanbul Şehir Plancıları Odası Başkanı Tayfun Kahraman da kararın ‘olumlu ama çok geç alınmış’ olduğunu söyledi. Kahraman, “İnşaatlar bitti. Kentsel dönüşümün bir yerinden etme ve kent içi göç hareketi olduğu ortada” diye konuştu.
Kahraman’a göre inşaatın yıkılması uzak bir ihtimal: “Aynı avan proje yenilenmiş gibi onaylanacak ve inşaata devam edecekler. İstanbul’daki tüm iptal kararları benzer şekilde sonuçlandı.”
‘Bu inattan vazgeçin’
Sulukule Roman Derneği’nin avukatı Hilal Kuey ise idari yargıda mahkeme kararının tebliğ edildiği anda uygulanmak zorunda olduğunu belirterek “Projenin şu an durması gerekli” dedi. Kuey, “Artık bu inattan vazgeçilmesi ve hukukun gereğinin yerine getirilmesi lazım. Yasaya ve kamu yararına uygun yeni bir proje yapılmalı, zarar gören insanlara hakları teslim edilmeli” diye konuştu.
AİHM, 2010’da mahallelinin yaptığı başvuruyu iç hukuk yolları tükenmeden kabul etmişti. Sulukulelilerin AİHM başvurusunda 41. madde uyarınca tazminat talebi de bulunuyor.
Bİlİrkİşİ: Bunun neresi koruma?
Dava sürecinde üç bilirkişi kararı da projenin ‘tarihi dokunun günümüze aktarılması ve yenilenerek kullanılmasını’ amaçlayan 5366 sayılı kanuna ve kamu yararına uygun olmadığı yönündeydi. Bilirkişi kararlarında, İstanbul’un herhangi bir yerinde yapılabilecek türde inşaatların koruma adı altında Sulukule’de yapılması uygun bulunmamıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder