14 Haziran 2012 Perşembe

Çöpe atılan 'Sulukule'

Kültür Bakanı Günay, Sulukule projesinin iptali için "Çok geç" dedi. Projeyi savundu. Oysa Sulukule için bambaşka bir alternatif vardı.

İSTANBUL- İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin, Sulukule’deki ‘dönüşüm projesi’ni iptal etmesinin yankıları sürerken Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, iptali ‘çok gecikmiş bir karar’ diye nitelendirdi. Günay, “Sulukule’nin şu anda eskisinden daha yaşanılabilir konuma kavuştuğunu düşünüyorum. O yüzden önümüzdeki süreçte projeyi arkalamaya devam edeceğiz” dedi. 
Bilirkişi ve mahkeme kararlarında ise Sulukule’de yapılanların ‘tarihi ve kültürel dokuyu korumaya yönelik’ 5366 sayılı yasaya dayanarak hazırlandığı, ancak ortaya çıkan projenin 5366 sayılı yasaya da kamu yararına da uygun olmadığı belirtildi. 
Oysa, 2010 yılında, Sulukule için hem 5366 sayılı yasa hem de kamu yararına uygun bir proje hazırlanmıştı. Sulukule Atölyesi adı verilen grupta, 60 akademisyen, çeşitli disiplinlerden konusunun uzmanı meslek insanı (şehir plancısı, mimar, sosyolog, antropolog, hukukçu, yerel ekonomik kalkınma uzmanı, psikolog vs.) sanatçı ve Sulukule’yi dert edinenler yer aldı. 
Ekip Sulukulelilerin katıldığı, çok aktörlü, demokratik, şeffaf bir planlama süreciyle, zorla yerinden edilmiş mahalle sakinlerinin geri dönmesini amaçlayan ve Roman kültürüne saygılı bir proje hazırladı.

Dönüşürken korunabilirdi 
‘Alternatif Sulukule projesi’ o dönemde TOKİ’ye, Fatih Belediyesi’ne, koruma ve yenileme kurullarına sunuldu. Ancak proje kâğıt üzerinde kaldı. Atölye gönüllülerinden, Şehir Plancısı Yrd. Doç. Dr. Erbatur Çavuşoğlu “Saha çalışmasıyla bölgede 5 bin civarında Roman vatandaş olduğunu tespit ettik. Yeni yatırım yapan 600 aile vardı. 600 ailenin başka bir yere yönlendirilmesini talep ettik, mümkün olmadığını söyledikleri için farklı tipte konutlar üretildi: yatırımcılar için ayrı, Roman vatandaşlar için ayrı” diye konuştu. 
Çavuşoğlu, bitmek üzere olan ‘Osmanlı Evleri’ için ise “Mahallelinin bunların içinde yaşaması mümkün değil. Onların planında 5 yıldızlı otel ve AVM var, bizimkinde ortak lokanta ve Roman kültür merkezi” dedi. 

“BU SAATTEN SONRA ZOR” 
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay “Çok gecikmiş bir yargı süreci. Yargının bunları, bu saatten sonra durdurması çok zor. Herhalde duruma uygun yeni plan çalışması, yeni bir karar süreci yaşayacağız” dedi. 

Bilirkişinin şu anda iptal edilen projeye eleştirileri: 
1- Özgün ada morfolojisi ve sokak dokusu korunmamış. 
2- Mevcut sokak dokusu ve tescilli yapılara uygun olmayan yapı tipolojisi oluşturulmuş. 
3- Mevcut durumda kamuya ayrılmış alanlar projede yapılaşmaya açılmış, sokak kesitleri büyütülmüş. 
4- Yeşil alan ve parklara yer verilmemiş. 
5- UNESCO’nun belirlediği Sur Koruma Bandı Avan Proje’de yarıya inmiş.


BU DA BİR DÖNÜŞÜM MODELİ... 
Alternatif projede şunlar vardı: 
Mahalleye geri dönmesi hedeflenen Sulukule halkı için 4 tip konut planlanmış, alt gelir grubuna yönelik uygun ödeme koşulları oluşturulmuş. 
Mevcut kamusal açık alanları korunup geliştirilmiş, toplam 15 dönüm yeşil alan üretilmiş. 
Sur koruma bandına uyulmuş, yapılaşma mevcut konut dokusuna ve kat yapısına benzer boyutlarda sınırlandırılmış. 
Yapılaşma mevcut parsellerin üzerinden ilerlemiş, morfolojiye bağlı kalınmış. 
1813 tarihli Sulukule Haritası’ndan kalma 12 tarihi ada ve yol dokusu korunmuş. 
Mahallelilerin sağlıklı beslenmesi, yoksullara uygun koşullarda hizmet verilmesi ve çocukların iyi gelişmesini sağlamak amacıyla 244 m2’lik Mahalle Lokantası planlanmış. 
Yıkılan çocuk yuvası yerinde 500 metrekarelik yeni kreş planlanmış. Romanların toprakla varolan bağlantılarını devam ettirmek, ev ekonomilerine katkıda bulunmak için tarım yapılabilecek ‘hobi bahçesi’ planlanmış. Roman kültürünü yansıtan etkilinliklerin düzenlenecği çok amaçlı etkinlik alanları oluşturulmuş. 
Mahallenin tarihi eğlence geleneğini sürdürebilmesi için Kaleboyu Caddesi ‘kültür ve turizm aksı’ seçilmiş, buralar için müzik ve dans atölyeleri, kültür merkezleri planlanmış. 
Aile içi şiddet, doğum kontrolü gibi konularda destek verecek bir kadın birimi, çocuk/gençlik birimi, yetişkin/yaşlı birimi, ‘iş birimi’ ve ‘vatandaşlık hakları birimi’ oluşturulmuş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var