19 Mayıs 2012 Cumartesi

Asıl Afet Meclis'ten Çıktı!

Mahalle dernekleri, sivil toplum örgütleri, meslek odaları "Dozer yasası" dedikleri afet yasasına karşı ortak deklarasyon yayınlayarak barınma hakkı için mücadele edeceklerini söyledi.
Nilay VARDAR
nilay@bianet.org
İstanbul - BİA Haber Merkezi
Meclis'te kabul edilen "Afet Yasası"na karşı mahalle derneklerinin ağırlıkta olduğu, meslek odalarını da kapsayan 60 sivil toplum örgütü bir araya gelerek deklarasyon imzaladı.
Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü önünde yapılan eylemde "En büyük afet Meclis'ten çıktı" pankartı önünde toplanan grup, "Dozer Yasası'na Hayır", "Halkın barınma hakkı var" dövizleri taşıdı.

"Sokaklarda direneceğiz"

Tozkoparan Mahallesi Derneği Başkanı Ömer Kiriş, mahalleliler olarak "ayakkabıları delinene kadar" sokaklarda direneceklerini söyledi.
"Yasasının içinde insan yoksa bunları uygulama şansınız yok, bu yönetim despot diktatörlükleri de geçti. Kentsel dönüşüm, fakirden zengine sermaye transferdir.
"Amaçları depreme karşı güvenlik olsaydı 1999'dan sonra toplanan paralarla yollar yapmazlardı. 'Biz sizi mağdur etmeyeceğiz, size yer vereceğiz' deniyor. Ama öyle şartlar koyuyorlar ki ancak mahallelinin yüzde 5'i orada oturmaya devam edebilir."

"Dirensen örgüt kurmaktan suçlanırsın"

Kent Hareketleri'nden Yard. Doç. Çiğdem Şahin, yasanın hiçbir sivil toplum kuruluşuna, meslek odasın danışılmadan çıkarıldığını söyledi.
"Yasada bütün süreci Bakanlık yürütüyor; riski belirleyen, bilir kişiyi belirleyen o, hukuk adaleti sağlayamıyor; çünkü sana yasa ile geliyor. İki üç kişi, evleri için örgütlense çıkar amaçlı örgüt kurmaktan gözaltına alınabilecek. Bunun örneğini Derbent'te gördük.
"Madem bu yasa depreme karşı neden sağlam binaları da yıkıyorsunuz, önce ayrım yapın. Çürükleri yıkacaksanız da, insanlara hakkını verin. Ama amaç, toptan her şeyi yıkıp müteahitte 'al, sat' demek."

Her şey inşaat sektörü için

Deklarasyonu Şehir Plancıları Odası'ndan Gürkan Akgün okudu; satır başları şöyle:
* 10 yıldır Türkiye'de, özellikle büyük kentlerin gündeminde olan "kentsel dönüşüm"; "afet ve deprem riski" adı altında meşrulaştı.
* Dönüşüm, anti-demokratik, merkeziyetçi, bilimsel temelden yoksun, Anayasa ve uluslararası sözleşmelere açıkça aykırı bir yasa ile uygulamaya konuldu.
* Bir yandan riskli yapı ilan edilen yapıların yıkılıyor, diğer yandan yeni riskli yapıların üretiminin sürüyor. Afet riski gerekçe gösterilerek tüm kentler bir getirim aktarım alanı haline dönüştürüldü.
* İnşaat sektörünün gelişmesini amaç edinen bu yasa ve uygulamalarına karşı çıkıyor ve meşruiyetini sorguluyoruz.
* Kamunun elinde kalan son araziler, orman, tarım, mera, kıyı ve koruma alanlarının dahi elden çıkarılması söz konusu. Yasada, "Afet"e yönelik neredeyse hiçbir şey yer almaz iken; hak arama yönündeki hukuki kanallarını tamamen ortadan kaldıran birtakım hükümler yer alıyor.

Yoksullaşma, evsizleşme, sürgün

* Dikmen'de, Sulukule'de, Ayazma'da, Tarlabaşı'nda... ve daha birçok yerde, bölge halkı, yıllardır yaşadıkları yerlerden zorla tahliye edildi; işlerini kaybetti; borçlandı; sosyal, ekonomik ve kültürel hak ihlallerine maruz kaldı.
* Boşaltılan tüm bu yerlerin rantı, lüks konut ve alışveriş merkezleri yapılarak; inşaat şirketleri, yerel ve merkezi idareler tarafından paylaşıldı.
* "Kentsel dönüşüm" toplumun çok küçük bir kısmının aşırı derecede zenginleşmesine yol açarken toplumun büyük çoğunluğunun yoksullaşmasına, evsizleşmesine, kent çeperlerine sürgün edilmesine neden oldu. (NV)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var