14 Mayıs 2012 Pazartesi

Bilinmeyen dil' bulundu!

Ziyaret Tepe'deki kazılarda bulunan kil tabletin sırrı çözüldü. Daha önce bilinmeyen bir dilde...
Diyarbakır il sınırları içinde bulunan Ziyaret Tepe arkeolojik kazı alanından iki yıl önce çıkarılan kil tabletteki yazının 2.500 yıl önceye dayanan unutulmuş bir dil olduğu bulundu. Tablet aynı zamanda Asur İmparatorluğu’nun doğu bölgesine ait bilinen ilk tarihi veri.
Kültür Bakanlığı’nın desteklediği projede Akron Üniversitesi'nden Doç.Dr.Timoty Matney, Marmara Üniversitesi'nden Prof.Dr. Kemalettin Köroğlu ve Mainz Üniversitesi’nden Dr. Dirk Wicke tarafından yürütülüyor. Kazı çalışmalarından sorumlu arkeologlardan biri olan Cambridge Universitesi’nden Dr. John Macginnis, şimdiye kadar bilinmeyen bu dilin ve tabletin üzerindeki yazının sırrını anlattı.
Tabletin üzerinde Süryanice çivi yazısı ile yazılmış 60 kadın ismi var. Macginnis, tablette ismi geçen 60 kadının Asur İmparatorluğu, Zağros dağları etrafındaki bölgeyi istila ettiğinde oradan getirilen ve sarayda çalıştırılan kadınlar olduğunu düşünüyor.
Kil tablet iki yıl önce çıkarılmasına rağmen, şifresinin çözülmesi zaman almış. Süryanice çivi yazısının şifresinin yüzyıldan fazla bir süre önce çözüldüğünü, dolayısıyla tabletin üzerindeki yazıların okunabildiğini belirten Macginnis, kadın adlarının bir iki tanesi dışında geri kalanının bölgede bilinen dillerle hiçbir benzerlik taşımadığını söylüyor. Çalışmalar bu dilin 2,500 yıl öncesine ait unutulmuş bir dil olduğunu gösteriyor ve Macginnis'e göre bu dil, Asur İmparatorluğu’nun doğu bölgesine ait olabilir.
Kil tabletler günümüze kadar kalabilseler de, zaman içinde zarar görüyorlar. Ancak piştikleri zaman daha dayanıklı oluyorlar. Macginnis, sarayın alt kısmında yangın çıktığını ve bu nedenle kil tabletin yanarak daha dayanıklı bir hale geldiğini söylüyor.


Bölgeyle ilgili ilk bilgiler bu kilde

Ziyaret Tepe’de yerleşim geç Neolitik dönemden İslamiyet dönemine kadar uzanıyor. Uzun bir süre köy yerleşimlerinin hakim olduğu Ziyaret Tepe, Orta ve Geç Asur dönemlerinde (M.Ö. 1300-600) Asur İmparatorluğu’nda çok önemli bölgesel bir kent. Dolayısıyla imparatorluğun yönetimine dair önemli ipuçları barındırıyor. Geç Asur döneminin en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Ziyaret Tepe’nin bu dönemdeki adı ise Tuşhan olarak geçiyor.
Dünyadaki en büyük çok uluslu imparatorluklardan biri olarak bilinen Asur İmparatorluğu, Suriye ve Irak ’ın tamamı ve diğer komşu ülkelerin bir kısmını da kaplayacak şekilde ortadoğunun büyük bir bölgesini kapsıyordu. İmparatorluğun merkezi olan Suriye ve kuzey Irak arasındaki bölgede Süryanice dili konuşulurken, çeperlerinde ise daha farklı diller konuşuluyordu. O dönemde daha fazla dil olduğunu söyleyen Macginnis, daha sonra dillerin sayısında bir azalma olduğunu belirtiyor.
Macginnis, imparatorluğun bazı bölgeleri ile ilgili bilginin mevcut olduğunu, ancak İran ’ın batısındaki bölge ile ilgili hiçbir bilginin olmadığını söylüyor. Bu anlamda Ziyaret Tepe’den çıkarılan bu tablet, tarihsel açıdan ve dilbilimi açısından da büyük bir gelişme. Dünya dilleri çok hızlı bir şekilde yok olduğu için, dillerin gelişimi ile ilgili bilgimizi ve anlayışımızı derinleştirecek her türlü bilgi çok önemli.
Daha önceki kazılarda da Asur imparatorluğunun başkenti Ninova’nın düştüğü, imparatorluğun yıkılış dönemine ait, geç Asur dönemi olarak bilinen döneme ait tabletler bulunmuş. Tabletler yaklaşık M.Ö. 614 – 611 yıllarına ait ve üzerlerinde çivi yazısı bulunuyor.


Ilısu barajı yüzünden tehdidi altında


Ilısu baraj gölü, bölgenin büyük bir kısmını sular altında bırakacağı için, bölgede 1997’den bu yana kurtarma amaçlı kazı çalışmaları yapılıyor. Ziyaret Tepe, bölgedeki en büyük kazı alanlarından biri. Uzun bir süredir devam eden kazılar, Ziyaret Tepe’nin yerleşim şemasını ortaya çıkarmak ve buradaki yapıların işlevlerini anlamak amacıyla sürdürülüyor.
Macginnis, kazı çalışmalarının devam ettiği bölgenin alt taraflarının, Ilısu barajının tamamlanmasının ardından sular altında kalacağını söylüyor. Türkiye ’nin bu bölgede kazı yapmalarına izin verdiğini ve bunun çok mühim bir adım olduğunu belirten Macginnis, yıllardır sürdürdükleri çalışmada alanın büyük bir kısmını incelediklerini, ama hala incelenecek çok şey olduğunu vurguluyor.
Her ne kadar modern bilimsel teknikler kullanılsa da, alanın sadece yaklaşık yüzde biri kazılabilmiş. Macginnis'e göre Ziyaret Tepe büyük bir imparatorluğun önemli bir kenti; buradan başka tabletlerin çıkma olasılığı da oldukça yüksek.
Ilısu Barajı, binlerce insanı yerinden etmenin yanı sıra, bölgedeki tarihi kalıntıları yok edecek ve ekolojik dengeyi ciddi bir hasara uğratacak olması nedeniyle tepki görüyor. 2009 yılında Almanya , İsviçre ve Avusturya Ilısu barajının toplumsal ve çevresel sonuçları nedeniyle projeyi finanse etmeyi bırakacaklarını açıklamışlardı. Ancak baraj yapımı, yerel kredilerle sürdürülmeye devam ediliyor.
Ilısu Barajı’na karşı kampanya yapan gruplar, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin UNESCO tarafından belirlenmiş 10 kriterin 9’unu doldurduğunu söyleyerek, UNESCO Doğal ve Kültürel Miras listesine dâhil edilmesini talep ediyor. (BBC Türkçe)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var