Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
24 Mayıs 2012 Perşembe
Sit alanlarının kaderi
ÇEPEÇEVRE
Özyanık, korunan alanların, doğa korumanın en önemli araçlardan olduğunu belirterek, kağıt üstünde koruma bölgesi ilan ederek koruma yapılamayacağına dikkati çekti. Koruma alanlarına ilişkin envanterinin çıkarılması, risk unsurlarının analiz edilmesi ve bölgedeki insan faaliyetlerinin yönetilmesi gerektiğini anlatan Özyanık, korunan alanlarda etkin yönetim yapılmasının zorunlu olduğunu söyledi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının teşkilat ve görevlerine ilişkin yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname ile korunan alanların tespit ve ilanı sürecinde tek yetkili olarak Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün görevlendirildiğini hatırlatan Özyanık, daha önce bir alan için farklı birimler tarafından birden çok koruma statüsü kararı verilebildiği söyledi.Özyanık, Türkiye'de şu anda özel çevre koruma bölgeleri, doğal sit alanları, milli parklar, tabiat parkları, yaban hayatı koruma sahaları, sulak alanlar, tabiatı koruma alanları, tabiat varlıkları ve tabiat anıtları gibi resmi koruma statüsü taşıyan alanlar bulunduğuna dikkati çekerek, ''Artık bütün koruma alanlarının yönetimini tekleştireceğiz. Aynı kurallar geçerli olacak, ama yönetim tek elden yapılacak'' dedi.
1234 DOĞAL SİT ALANININ STATÜSÜNÜN AYNEN DEVAM EDİYOR
Yeni yapılanma kapsamında doğal sit alanlarının Kültür ve Turizm Bakanlığından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına aktarıldığını belirten Özyanık, bugüne kadar ilan edilmiş bin 234 doğal sit alanının statüsünün aynen devam ettiğini ifade etti.
Doğal sit alanlarının Kültür ve Turizm Bakanlığından, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne devri için 6 aylık süre olduğuna işaret eden Özyanık, şöyle konuştu:''Bu süre içinde vatandaşın sıkıntıya düşmemesi için başvuruları cevaplandırmaya devam edeceğiz. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu süre içinde dosyalarını tanzim edecek. Bu alanlar için alınmış mahkeme kararlarının yanı sıra devam eden hukuki süreçler de var. Bu sürede biz de doğal sit alanlarıyla ilgili bir envanter oluşturacağız. Böylece doğal sit alanlarının biyolojik çeşitliliğini ortaya çıkaracağız, peyzaj bütünlüğünü görmeye çalışacağız, o bölgedeki doğal değerlerle ilgili risk unsurlarını belirleyeceğiz.''
''DOĞAL DEĞER KONUSUNDA KARARI ARKEOLOGLAR DEĞİL BİYOLOGLAR VERECEK''
Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurullarının arkeolog, sanat tarihçisi, mimar ve şehir plancılarından oluştuğuna işaret eden Özyanık, ''Bu meslek grupları, Anıtlar Kurulundan gelen meslek gruplarıydı. Ancak, yapılanmaya doğal sitlerin ilave edilmesine rağmen meslek grupları çeşitlendirilmedi. Yeni düzenlemeyle Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurullarında doğal değerler ve biyolojik çeşitlilik konusunda bilgi sahibi olan biyolog, orman mühendisi, su ürünleri mühendisi, çevre mühendisi, ziraat mühendisi ve peyzaj mimarı istihdam edeceğiz. Bu insanların da kendi konularında ihtisas sahibi olmalarına dikkat edeceğiz. Artık herhangi bir doğal değer konusunda kararı arkeologlar değil biyologlar verecekler'' diye konuştu.
''PROBLEMLERİ VATANDAŞIN LEHİNE OLDUĞU KADAR DOĞAL KORUMAYA ZARAR VERMEYECEK ŞEKİLDE ÇÖZECEĞİZ''
Özyanık, dünyada korunan alanların toplam karasal alanın yüzde en az yüzde 5'i olmasının amaçlandığına dikkati çekerek, Avrupa'da ise korunan alanın karasal alanın yüzde 10'unun üzerinde olması gerektiğini söyledi. Türkiye'de ise korunan alanların toplam karasal alana oranının yüzde 3-4 olduğunun tahmin edildiğini belirterek, şöyle devam etti: ''Türkiye'nin korunan alan büyüklükleri açısından dünya standardına ulaşması lazım. Ancak doğal sit alanlarının toplam büyüklüğünün ne kadar olduğuna dair net bir bilgimiz yok. Doğal sit alanlarının envanterini çıkartarak, özelliklerini göreceğiz. Bu alanların hangilerinin daha öncelikli olarak korunacağına karar vereceğiz, ama korunması gerekmeyen alanların çıkmasına da şaşırmamaz gerekiyor. Çünkü daha önce doğal sit alanlarını belirleyen arkadaşlar bu işin uzmanları değillerdi. El yordamıyla, iyi niyetle belirlemişler ve bu alanlar bu şekilde ortaya çıkmış, korunmuş.
Vatandaşlar, daha önce aynı koruma alanı için birden fazla yerden görüş ya da izin alıyordu. Özellikle doğal sit alanlarındaki kırsal yerleşimlerde fiziki müdahale yasağı nedeniyle insanlar kapalı yollarını açamıyorlardı, ölülerini gömemiyorlardı. Doğal sit alanlarıyla ilgili tüm bu problemler ortaya çıkacak ve biz bu problemleri vatandaşın lehine olduğu kadar doğal korumaya zarar vermeyecek şekilde çözeceğiz. Bir taraftan vatandaşın, yöre halkının beklentilerini dikkate alacağız ama bir yandan doğal dengenin bozulmamasını sağlayacağız.''
DOĞAL SİT ALANLARININ ALTYAPI İHTİYAÇLARI
Genel Müdür Özyanık, doğal sit alanlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığına aktarılmasının ardından kamuoyunda doğal sit alanı ve özel çevre koruma bölgesi statülerinin kaldırılacağına yönelik iddialar ortaya atıldığını belirterek, şunları kaydetti:
''Son dönemde internet sitelerinde 'doğal sit alanları alınır, satılır' diye ilanlar görüyoruz. İnsan kullanımına kapalı ya da kısıtlı alanların alamı ve satımıyla ilgili bir sektörün oluşması bizim açımızdan çok büyük bir risk. Kamuoyundaki yanlış bilgilerin bunu tetikleyeceğinden endişeliyiz. Art niyetli insanlar 'doğal sit alanı, özel çevre koruma bölgesi kalkacakmış' diyerek kullanımı kısıtlanan veya kullanımı yasaklanan arazileri çok yüksek bedellerle vatandaşlara satabilirler. Vatandaşlarımızın bu konuda çok duyarlı olması lazım. Gerek doğal sitler gerekse de özel çevre koruma bölgeleri için alınan karar ve planlar aynen geçerlidir. Doğal sit alanlarında izinsiz müdahale yasaktır ve bu korunma için çok önemli bir zırhtır. Bunu aynen muhafaza ediyoruz.''
Doğal sit alanlarının altyapı ihtiyaçlarını karşılamak için yatırım programı geliştireceklerini de ifade eden Özyanık, doğal sit alanlarının kanalizasyon, atık su tesisi, çöplerin toplanması konularındaki sorunlarını da çözeceklerini vurguladı.
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder