Hayber Gürsoy : Deprem riski değil rant yıkıyor

25 Mayıs 2012 Cuma

Deprem riski değil rant yıkıyor

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasası Meclisten geçince, gözler yıkım korkusunun sardığı yoksul emekçi mahallelerine çevrildi.

Derya Kaplan / Eda Yıldırım

İstanbul Eyüp’te bulunan 6 mahalle de hükümetin kentsel dönüşüm projelerinin hedefinde. Türkiye’nin en büyük tema arkı ve eğlence merkezi olarak tanıtılan Vialand inşaatı, şaşalı Finanskent evleri ve Avrupa Konutları yapılıyor olması, Eyüp’ü ve çevresini bir rant alanına çevirmiş durumda. Bölgede deprem riski var denilerek evler yıkılmak isteniyor.

OY ÇOKLUĞUYLA BELEDİYEDEN GEÇTİ
Kentsel Dönüşüm projesinde mahallede 1050 gecekondunun yıkılarak yerine 3 bin dairelik toplu konut yapılması planlanıyor. Bu toplu konutların ne kadar fiyattan sayılacağı, borçlandırmanın nasıl olacağı ise belirsiz. Ayrıca projeye göre, 1 ortaöğretim okulu, 6 cami, 2 benzin istasyonu, 9 ticaret merkezi, 1 sağlık tesisi, 1 mesleki eğitim tesisi, 1 spor alanı, 2 belediye hizmet alanı yapılacak. Yasa geçmeden zemini hazırlanan proje, Büyükşehir Belediye Meclisinde kabul edildi. Yıkımların her an başlaması bekleniyor. Çırçır, Akşemsettin, Karadolap, Güzeltepe ve Yeşilpınar Mahallelerini kapsayan bu dönüşüm projesine karşı kurulan Eyüp-Alibeyköy Konut Hakkı Meclisi ise halkın mağdur edilmemesi için mücadeleye başladı bile.
ÇALIŞMALAR HIZLANDI
6 mahalle muhtarı, yöre ve cami dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Halkların Demokratik Kongresinin temsilcilerinin bir araya gelerek oluşturduğu Meclis, çalışmalarının ilk ayağı olarak 26 Mayıs Cumartesi saat 15.00’de kitlesel bir basın açıklaması yapacak. Akşemsettin Mahallesi Cengiz Topel girişinde yapılacak basın açıklamasının ardından Meclis; sokak sokak, mahalle mahalle dolaşarak mahallelileri kentsel dönüşüm konusunda bilgilendirecek.
Basın açıklaması önce verecekleri müvadelenin yol haritası için Kars, Ardahan, Iğdır Kültür ve Dayanışma Derneğinde geniş katılımlı toplantı yapıldı. Toplantının açılış konuşmasını Divan Sözcüsü Göksel Mercan yaptı. Mercan, barınma hakkının kutsal olduğunu, bu hak için mücadele edeceklerini ifade etti. Mercan’dan sonra söz alan HDK İstanbul 2. Bölge Yürütmesi’nden Beycan Taşkıran da, AKP’nin halkın 50 yıllık emeğini, afet yasasıyla sermayeye peşkeş çektiğini belirtti.
BARINMA HAKKINA SAHİP ÇIKMAK İÇİN
“Kentsel dönüşüm denilerek önümüze konulan yıkım, talan ve zulüm projelerine karşı, siyaset yapmalıyız” diyen EMEP Eyüp İlçe Başkanı İsmail Seyrek de, yaşamın kendisinin siyaset demek olduğuna vurgu yaptı. Seyrek, “Yaşama hakkımızı, barınma hakkımızı konuşuyoruz. Tam da bunu konuşurken, bunu elimizden alan, bunu ortadan kaldıran da siyaset ve politikalar. Buna karşı bizim de siyasal ve politik bir duruşumuz olacak” dedi. Ortak mücadele etmenin önemine vurgu yapan Seyrek, “Herkesin insanca yaşayabileceği, barınma hakkına sahip çıkarak çalışmalarımıza hız vermeliyiz” diye konuştu. Eyüp Kentsel Dönüşüm projesinin, Belediye Meclisinden oy çokluğuyla geçtiğini belirten Meclis Üyesi CHP’li Hüseyin Bozkurt ise, “1/5000 ölçekli plan kimseye haber verilmeden olağanüstü toplantı yapılarak meclisten geçirildi” diye konuştu.
‘KANDIRILMAYA DEVAM EDİYORUZ’
ESP PM Üyesi Önder Öner, 26 Mayısta yapılacak olan basın açıklamasının kitlesel geçmesinin önemli olduğunu vurguladı. Toplumsal Özgürlük Parti-Girişimi adına söz alan Cem Çakır da, “AKP Hükümeti, halkın oturduğu evlere göz dikiyor. Bu yüzden 26 Mayısta yapacağımız kitlesel basın açıklaması çok önemli, mücadelemizin başlangıcı olacak” dedi. Pir Sultan Abdal Kültür ve Dayanışma Derneği adına söz alan Mehmet Gerçek, “Kentsel dönüşüm projelerine karşı sokak sokak aydınlatma çalışmaları yürütülmeli” diye ifade etti.
Tanır Köyü Derneği Başkanı Ataman Mertoğlu, kimsenin barınma hakkının elinden alınmayacağını kaydetti. Toplantıda söz alan mahalleliler Hükümet yetkilileri tarafından yıllardır kandırıldıklarını söyleyerek tepki gösterdi. (İstanbul/EVRENSEL)

‘BİZ İŞGALCİ DEĞİLİZ’
Toplantı da mahalle muhtarları da söz aldı. Güzeltepe Mahalle Muhtarı Haydar Penez, mahallede birçok sorun yaşadıklarını, ancak 3 yıldır söz verilmesine rağmen ne hükümetin ne de belediyelerin bir çözüm üretmediğini belirtti. Yöneticilerin sürekli olarak çeşitli vaatlerle kendilerini oyaladığını söyleyen Penez, kentsel dönüşüme karşı verilen mücadelede halkın yanında olacaklarını dile getirdi. Herkesin konut hakkına sahip çıkması gerektiğini söyleyen Çırçır Mahallesi Muhtarı Yusuf Gül de, bu mahallelerin olduğu alanın, bölgede yaşayan insanlar olduğu halde 2005 yılında yeşil alana çevrildiğini anlattı. Gül, bu alanın imara açılmasını ve herkesin tapularının verilmesini istediklerini kaydetti. Kentsel Dönüşüm projelerine ve yıkımlara karşı örgütlü mücadelenin şart olduğunu vurgulayan Karadolap Mahalle Muhtarı Celal Düzgün, daha önce kendi mahallelerinde yürütülen kentsel dönüşüm projelerini ve yıkımları örgütlü bir mücadeleyle durduklarını anlattı. Hak sahibi olduklarını belirten Gül, “Biz işgalci değiliz. Elektrik, su faturası ödüyoruz, vergi veriyoruz. İşgalciler vergi vermez” diye konuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.

O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.

Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.

Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...

Avukat 1

Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.

Avukat 2

George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".

Avukat 3

Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''

Avukat 4

Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''

Avukat 5

Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”