31 Mayıs 2012 Perşembe

TMMOB uyarıyor: 'İzmir'i talan etmek istiyorlar'

Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği ile Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'ndeki değişikliklere ilişkin basın toplantısı düzenleyen TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, kentsel dönüşüm adı altında İzmir'in talanının önünün açılmak istendiğini vurguladı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) bir basın açıklaması yaparak, 3 Nisan 2012 tarihinde "Bürokrasinin Azaltılması ve İşlemlerin Basitleştirilmesine Yönelik" yönetmeliklerde yapılan değişikliklere dikkat çekti.
Başbakanlık, Bakanlıklar, bazı bağlı ve ilgili kuruluşlar ve üniversitelere yönelik yönetmeliklerde 84 adet değişiklik yapıldığını söyleyen İzmir İKK, yapılan değişikliklerdeki bina yapım ve denetim süreçlerini ilgilendiren Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği ile Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nin çok dikkat çektiğini, bu değişiklikten hemen sonra ilgili yönetmeliklerde ikinci bir değişiklik de yapıldığını vurguladı. İKK, "Yapılan ikinci değişiklikten torba yasalarda olduğu gibi asıl hedefin bu iki yönetmelik maddelerinde gizli olduğu, diğer değişikliklerin bu iki yönetmelikte yapılan değişiklikleri gizlemek amaçlı kullanıldığı ortaya çıkmıştır." dedi.
İzmir'in talanı için düğmeye basıldı
TMMOB İzmir İKK, yapılan değişikliğin "kentsel dönüşüm" adı altında İzmir'in talanının önünü açacağını vurgularken, değişikliklerin asıl amacının yapı üretim sürecindeki belediyelerin ve meslek odalarının yapmış olduğu kamusal denetimin kaldırılması olduğunu belirtti. İKK, yönetmelik değişikliği ile birlikte kentsel Dönüşüm çalışmaları sırasında kamusal denetimin yok edileceğinin, ilgili mevzuata, tekniğe, standartlara uygun olmayan yapıların önünün açılacağının altını çizdi.
İKK'nin açıklamasında şöyle dendi:
"Yani Hedef İzmir‘dir, İzmirli belediyelerle meslek odalarının her türlü siyasi baskıya rağmen 1970`lerden bugünlere kurumsallaştırarak geliştirmiş olduğu kamusal denetimdir. Gerçekleştirilen bu değişikliklerde; İzmirli Belediyelerin yapmış olduğu kamusal denetimden rahatsız olan rant çevreleriyle Bakanlarla kapalı kapılar ardında yapılan gizli pazarlıkların payı büyüktür. Bu çevrelerin temsilcilerinin son günlerde bazı yandaş medya aracılığıyla ve AKP‘nin desteğini arkasına alarak belediye çalışanlarını ve meslek odalarını tehdit etmesini de İzmir halkı ibretle ve sabırla izlemektedir. Tek başına iktidar olmanın verdiği doymaz bir hırsla ele geçiremediği her kuruma saldıran siyasi iktidar yandaş medyası ve işbirlikçileri şunları çok iyi bilmelidir.
1.Yapı denetimi kamusal bir denetimdir. TMMOB bu denetimin piyasalaştırılarak müteahhitlerin insafına bırakılmasına asla göz yummayacaktır.
2.TMMOB halkımızın can ve mal güvenliği konusunda uzmanlık alanlarına giren her konuda Anayasa‘dan, yasalardan, kendi mevzuatından, bilimden ve teknolojiden aldığı güçle var olan bütün gücüyle sözünü söylemeye, halkımızın can ve mal güvenliğini, kent kimliğini ve kent kültürünü korumaya kararlıdır.
3.TMMOB meslek sorunlarının ülke sorunlarından ayrılmazlığı ilkesinden hareketle Siyasi iktidarın ele geçiremediği kurum ve kuruluşları yok etme saldırıları da dahil anti demokratik tüm uygulamalara karşı durmaya, bunları deşifre etmeye, faşist saldırılar karşısında göğsünü siper etmeye devam edecektir.
4.TMMOB İzmir‘de kaldırılmaya çalışılan kamusal denetimin, İzmir‘i teslim alma planının bir parçası olduğunun farkındadır, bu konuda kent içinde iktidar yaranmaya çalışanların yapmış olduğu pazarlıkların ve paylaşım hesaplarının hepsini boşa çıkarmak için var gücüyle çalışacaktır.
5.TMMOB Ülke yönetimine hakim kılmaya çalışılan daha fazla kar elde etmek uğruna insan yaşamının, can ve mal güvenliğinin, çevrenin, kent kültür ve kimliğinin yok sayıldığı, her şeyin talan edildiği baskıcı, otoriter faşist zihniyete asla ve asla boyun eğmeyecektir.
6.TMMOB, yerel yönetimin, meslek odalarının, halkın yok sayıldığı, siyasi ranttan başka amacı olmayan, kamu malının çarçur edildiği plansız, programsız, gecekondu statüsünde, "ben yaptım oldu" mantığıyla yapılan projelerle kentin talan edilmesine izin vermeyecektir."
(soL - Haber Merkezi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var