Hayber Gürsoy : Bayraktar:"Eski binalar kaldırım olacak"

8 Mayıs 2012 Salı

Bayraktar:"Eski binalar kaldırım olacak"

Eski binalar kaldırım olacak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşüm kapsamında 7 milyon binayı elden geçirecek. Tüm binaların doğaya hiçbir atık bırakmayacak şekilde dönüştürülmesi hedefleniyor. Çıkan moloz ise kaldırım ve yol olacak.
Türkiye tarihi dönüşüme hazırlanırken; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşümde ortaya çıkacak hafriyat ve molozları dönüştürmek için bir proje hazırladı. Yeni proje ile yıkılacak tüm binaların doğaya hiçbir atık bırakmayacak şekilde geri dönüştürülmesi hedefleniyor.

Çevre yönetiminde 'sıfır atık' parolası ile projeler üreten Bakanlık, yıkılacak bir binanın içindeki herşeyi yeniden kazanacak. Geri dönüşüm sonrası elde edilen düşük kaliteli beton ve çimento, başta kaldırım ve dolgu maddesi olmak üzere, yolaltı dolgu malzemesi, tretuvar ve park taşı olarak kullanılacak.

20 yıl içinde 7 milyon binanın elden geçeceğini hesaplayan Bakanlık, tüm yıkılacak binaları geri dönüştürecek. Türkiye'nin bir binadan çıkacak hemen hemen tüm maddelerin geri dönüşümü için tesislere sahip olduğu tespit edilirken, beton ve moloz geri dönüşümü için yatırım yapılacak. Sabah Gazetesi'nin haberine göre; projeye göre yıkımdan önce bina beton ve içerisindeki demir haricinde hiçbir madde kalmayacak şekilde ayıklanacak. Yıkımdan sonra ortaya çıkan molozdan demir alınacak ve beton özel kurulacak geri dönüşüm tesislerinde düşük kaliteli beton ve çimento haline getirilecek.
ORTAK OLUNACAK

Bakanlığın ilk hedefi, başta Hollanda olmak üzere taş açısından zengin olmayan ülkelerde bulunan gelişmiş beton geri dönüşüm teknolojisini Türkiye'ye kazandırmak olacak. Özellikle büyükşehirlerin kaldırım ve dolgu malzemesi gibi düşük kaliteli beton mamullerine her yıl milyonlarca lira harcadığını hesaplayan çevre yönetimi, bir taşla üç kuş vuracak. Proje ile Türkiye'ye yepyeni bir sektör kazandırılacak.

SU YATAKLARI ÇATLAMAYACAK

Projenin en önemli ayağı doğanın korunması olacak. Yapılacak milyonlarca lira tasarrufun yanında önemli oranda doğanın korunması sağlanacak. Kaldırım ve dolgu maddesi olacak kalitesiz beton üretimi için doğada yapılan her dinamit patlaması toprak dengesine zarar veriyor, yeraltı su yataklarının çatlayarak kaybolmasına neden oluyor ve hayvanların yuvalarını dağıtıyor. Bu maddeler için dinamitlemeyi tamamen bitirecek yöntem ile doğanın dengesinde koruma sağlanacak.

İSTANBUL ZENGİN EDECEK
Kentsel dönüşümde en çok binanın yıkılacağı il olan İstanbul, bu alanda hammadde üssü olacak. Bakanlık bürokratları, belediyelerle özel sektörü ortak yatırıma teşvik edecek. Büyükşehirlerde belediyeler ve özel sektör için önemli bir kazanç kapısı olacağını ve yatırım için talep geleceğini öngören çevre yönetimi, Anadolu'da ise farklı bir uygulama izleyecek. Anadolu'da küçük il belediyelerinin biraraya gelerek birlikler halinde yatırım yapması desteklenecek.

BİR BİNA NASIL DÖNÜŞÜR?

Yıkımdan önce tamamen ayıklama yöntemi ile öncelikle dış cephe kaplaması, pencere ve kapılar, mutfak-banyo setleri kaldırılacak. Dış cephenin soyulması ile Türkiye'nin yıllardır tartıştığı aspest, kullanılmış ise, toprağa karışmadan yok edilecek. Bina içinde tüm görünür demir ve borular, elektrik ve su tesisatları, tüm kablolar ve zemin malzemeleri geri dönüşüm için sökülecek. Yıkımdan sonra bina molozundaki demir ayrıştırılacak ve son olarak beton yeni kurulacak teknoloji ile geri kazanılacak.
emlaklobisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.

O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.

Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.

Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...

Avukat 1

Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.

Avukat 2

George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".

Avukat 3

Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''

Avukat 4

Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''

Avukat 5

Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”