17 Mayıs 2012 Perşembe

Barınma hakkını savunmaya ceza geliyor

Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen “afet riski taşıyan alanlarla” ilgili yasa, ülkenin bütün alanlarını ranta çevirmenin önünü açarken, vatandaşın barınma hakkını savunmayı da cezalandırıyor. Tasarının bu haliyle, yerel yönetimleri de devre dışı bıraktığını belirten ŞPO Genel Başkanı Necati Uyar, insan haklarına ve anayasa aykırı bu yasanın veto edilmesi çağrısı yaptı.

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Yasa tasarısı Meclis Genel Kurulunda yasalaştı. Yasalaşmasıyla birlikte eleştiriler de yağmur gibi gelmeye başladı. Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Genel Başkanı Necati Uyar, yasanın anayasa ve insan haklarına aykırı olduğunu ifade ederek Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesini istedi.
Uyar, yasanın bu haliyle kentsel alanda huzursuzluğu artıracağını, doğal afetten korunması amaçlanan halkın, devlet eliyle afet yaşamasına neden olacağını dile getirdi.

HUKUKUN YERİNİ MAFYA ALACAK
Yasanın en başta, en temel insan haklarından barınma hakkının savunulmasını ve dayatılan anlaşmaya karşı çıkılmasını cezalandırdığını belirten Uyar, “Böylesi bir düzenleme hukuk kurallarının yerini mafya kurallarının alması demektir” dedi. Yasa hükümlerinin gerektiğinde sağlam yapılara da uygulanabilmesine ilişkin endişe verici düzenlemenin açıkça Anayasaya aykırı olduğunu da kaydeden Uyar, “Risk taşımayan yapıların da ‘uygulama bütünlüğü’ gerekçesiyle kanun hükümlerine tabi olacağı” düzenlemesine dikkat çekti. Bunun da riskli yapıların yanı sıra risk taşımayan yapıların da Bakanlığın belirleyeceği sınırların içinde kalmaları durumunda yıkılabileceği endişesini dile getiren Uyar, “Böylesi bir düzenleme, güvenli, risk taşımayan yapılarda oturan kişilerin hukuksal güvencelerini, barınma haklarını, konut dokunulmazlığını ortadan kaldıracaktır. Yasa yürürlüğe girdiği günden başlayarak, Türkiye sınırları içinde hiç kimsenin konutu ve barınma hakkı güvende olmayacaktır” dedi.

RİSKLİ OLMAYAN BİNALAR DA TEHDİT ALTINDA
“Riskli alanlardaki yapılara verilen kamusal hizmetlerin durdurulmasına ilişkin düzenlemenin de barınma sorunlarının çözümüne ilişkin kararlarla desteklenmediği sürece bu alanlarda yaşayanlar açısından kabul edilemez, insan haklarına ve sosyal devlet ilkesine aykırı” olduğunun altını çizen Uyar, “Riskli alanlardaki yapıların tamamında, yapılara elektrik, su ve doğalgaz hizmetlerinin verilmeyeceği, verilen hizmetlerin durdurulacağına ilişkin düzenleme, bu tür yapılarda yaşamak zorunda kalan yoksul kesimler açısından önemli sağlık ve güvenlik sorunlarının ortaya çıkmasına neden olacak” dedi.

SON KAMU ARAZİLERİ DE RANTA KURBAN GİDECEK
Uyar yasanın anti demokratik ve insan haklarına, anayasa aykırı hükümlerini şöyle özetledi:
* Altyapı maliyetlerinin konutları yıktırılanlara ödetilmesi, yoksul kesimlerin borç miktarını büyütecektir ve Anayasanın Hukuk Devleti ve Sosyal Devlet ilkeleri ile çelişmektedir,      
* Yetkinin genel olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilmesi, yerleşmelerin asıl sorumlusu olan yerel yönetimleri devre dışı bırakacak,
* Kamunun elinde kalan son araziler de elden çıkarılacak, kamusal fakirleşme yeni bir boyut kazanacak,
* Hazine dışındaki kamu kurumlarına ait taşınmazların da, üstelik bu alanların riskli alanda olma koşulu da aranmadan Bakanlığa tahsis edilmesiyle, kentlerin rantı yükselen merkezi bölgelerindeki kamu tesislerine (okul, hastane vb.) yönelik talan süreci hız kazanacak,
* “Uygulanmayacak mevzuat” başlıklı maddede yapılan düzenleme ile ülkenin sahip olduğu önemli doğal ve kültürel zenginlikleri koruma altına alan yasal kurallardan sınırsız biçimde vazgeçilecek,
* Yasa ile ülkenin tüm kıyılarında, tarım alanlarında, zeytinlik alanlarında, meralarında, orman alanlarında ve hatta sit alanlarında yaygın bir talanın önü açılacak,

RİSK TAŞIMAYAN ALANLAR DA TEHDİT ALTINDA
* Afet riski taşımayan mera alanlarının da devrini ve satışını kolaylaştıran bu düzenleme sonucunda ülkenin hayvancılığı ve korunması gereken doğal değerleri ağır bir darbe daha alacak,
* Yasa ile riskli yapıların bulunduğu alanların yanı sıra, Bakanlık tarafından belirlenecek, yapılaşmamış boş rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerinin geçici olarak durdurulması öngörülmüştür,
* Planlama kararlarına yönelik “özel” standart belirleme yetkisi, sosyal ve teknik altyapı standartlarının düşürülmesinin önünü açan, yenilenen alanların yaşanabilir alanlar olmaktan uzaklaşmasına neden olabilecektir,
* İmar planlarında kamu yararına kararları üretmesinin temel koşullarını oluşturan yasal kurallara uyulmayacak olması, Kanun kapsamında yapılacak uygulamaların yaşanabilir çevreler üretmesini engelleyecektir.

‘MECLİS’E İADE EDİN’
Yapılan düzenlemenin kentleşme konusunda izlenen “ikiyüzlü” politikayı gözler önüne serdiğine dikkat çeken Uyar, “Bir yandan riskli yapı ilan edilen yapıların yıkıldığı, diğer yandan yeni riskli yapıların üretiminin sürdüğü, afet riski gerekçe gösterilerek tüm kentlerimizin bir rant aktarım alanı haline dönüştürüldüğü, ‘Hukuk Devleti’ ilkesinin yerle bir edildiği bir gerçekliğe doğru yol almak demektir” dedi. Bu düzenlemenin, ülkenin gerçek ihtiyacı olan, kentlerin afetlere karşı duyarlı, sakınım içerikli planlanmasını, denetimsiz ve mühendislik hizmeti almamış yapılaşmanın engellenmesini sağlayacak düzenleme olmaktan oldukça uzak olduğuna vurgu yapan Uyar, yasanın Cumhurbaşkanı tarafından, “yeniden görüşülmek üzere” Meclis’e iade edilmesini istedi. (Ankara/EVRENSEL)

TÜZEL: AFET RİSKİ ADI ALTINDA TALAN
Halkların Demokratik Kongresi (HDK)Yürütme Kurulu üyesi, İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, “afet riski”ni giderme adına çıkarılan yasa  ile kıyı, orman, zeytinlik ve meraların talan edileceğini söyledi.
Tüzel yaptığı açıklamada, AKP Hükümeti’nin, Van depreminin nedenleri, sonuçları, sorumlularını sorgulamadan, üzerini kapattığını, yerel seçimler öncesi yeni rant alanları yaratmak için harekete geçtiğini ifade etti. Bu yasa ile afet, risk, kentsel dönüşüm kavramlarının ardına saklanıldığını vurgulayan Tüzel, kentler, zeytinlik, mera, koru ve sit alanları dahil kültürel ve tarihi değerler dahil, tüm toprak ve doğal kaynakların paraya tahvil edilme tehlikesine vurgu yaptı.
Bu yasanın ardından belediyelerin elinin kolunun bağlanacağını dile getiren Tüzel, yasayla muhalefet partilerine mensup belediyelere yönelik ayrımcılığın daha da artacağını vurguladı.
Tüzel, yasa ile ilgili bakanlığın ve TOKİ’nin sınırsız yetkilendirildiğine, ihale kanunu kapsamına alındığına,  kentin rantı yükselen bölümlerinde yer alan okul, hastane vb. kamu kurumlarına ait alanların Bakanlık, TOKİ ya da belediye aracılığıyla talan edilmesinin önünün sonuna kadar açıldığına dikkat çekti.
Riskli yapı olarak tespit edilen yapıların tespit, tahliye ve yıkımı vb. işlemleri engelleyenlerin  cezalandırılacağına, anlaşmayı kabul etmeyenlerin barınma hakkından yoksun bırakılacağına, sosyal donatı ve altyapı maliyetlerinin konutları yıktırılanlara ödetileceğine vurgu yapan Tüzel, “Bu yasa kentsel dönüşüm, barınma sorununu çözmek değil, rant için, talan için yoksul kesimlerin sefaletini büyütecek bir düzenlemedir dedi.
Kentleşme konusunda izlenen “ikiyüzlü” politikalardan vazgeçilmesini isteyen Tüzel, “yaşamın gerçek sigortası olan ormanlar, meralar, sulak alanlar, kıyılar, tarım alanları gibi doğal varlıkların talanına olanak sağlayacak, yeni afetlerin oluşmasına neden olacak yaklaşımdan vazgeçilmelidir” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var