Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
24 Mayıs 2012 Perşembe
SİT alanları rant kapısı mı olacak?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görevlerini ve yapısını düzenleyen 648 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de değişiklik yapılması eleştirileri de beraberinde getirdi. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, doğal SİT alanlarının yok edileceği ve rant kapısı olacağı yönündeki iddiaları yanıtlarken, tedirgin olmayı gerektirecek bir durum olmadığını söyledi. Konuyla ilgili tepkileri normal karşılayan Bayraktar, SİT’lerin kaderinin bir telefonla değişmeyeceğini vurguladı.
Proje ve uygulamalar için
Bayraktar, bir grup gazetecinin sorularını yanıtlarken, “son kanun hükmünde Kararname ile bakanlığının olağanüstü yetkilerle donatıldığı” yönündeki yorumları şöyle değerlendirdi. “Bakanlığımın yetkileri; özellikle yatırımların hızlandırılması, bürokratik sürecin kısaltılması noktasında ve afet zararlarını azaltmaya yönelik dönüşüm proje ve uygulamalarının yapılabilmesine imkan sağlayacak şekilde yeniden düzenlendi.”
Zaman kaybı yaşanmasın
Bunu yaparken işlerin hızlandırılmasının amaçlandığını anlatan Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti: “Bakanlığımız, kamu yatırımlarına yönelik planlama iş ve işlemlerini hızlandırarak, bu yatırımları zaman kaybı yaşanmadan hızla ekonomiye kazandırmak amacıyla hazırlık onay ve işlemlerini yürüten merkezi bir kurum olarak tasarlandı. Bu yönüyle planlama bürokrasisinde yeni ve etkin bir yaklaşım sergileyecek olan bakanlığımız, ‘sürdürülebilir çevre ve yaşam kalitesi yüksek yerleşmeler’ hedefine ulaşmak için çalışmalarına başladı.”
Bir kişinin kararı olamaz
Bayraktar, “SİT alanlarının kaderinin bir telefonla değişeceği” iddialarına ise şu yanıtı verdi: “Kesinlikle tek kişinin bir telefonla verebileceği karar değildir. 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bu süreç belirlenmiştir. Tüm doğal SİT alanlarına ait dokümanlar Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan teslim alınacak. Öncelikle korunan alanlarda boşluk analizleri ve temel araştırmalar yapılarak envanter oluşturulacak. Ülkemizin korunan alan sisteminin standardizasyonu sağlanacak. Bu alanlardaki peyzaj ve biyolojik çeşitlilik özellikleri ortaya çıkarılarak, tehdit analizine dayalı öncelikler ve alana özgü stratejiler belirlenerek geleneksel korumadan, bilgiye ve elde edilen verilere dayalı bilimsel etkin korumaya geçilecektir.”
Tepkiler normal
Gösterilen tepkileri normal karşılayan Erdoğan Bayraktar, şöyle konuştu: “Mahalli idarelerin rehberliğini yapan bir kurumun yatırım kararları sürecinde özellikle üst ölçek planlamayla stratejik bir yaklaşım sergileyeceği düşünüldüğünde, üst düzey plan kararlarına uygunluk taşıyan yatırımların da tatbikat planları ve imar uygulamalarında hızlı hareket edilmesi ve sonuçlandırılması adına merkezi kurumun buna müdahil olması ve süreç içerisinde yetki kullanması kamu menfaatine olacaktır. Konuya bu açıdan baktığımızda tedirgin olmayı gerektirecek bir hususun olmadığı görülecektir. Ancak bütün bunlara rağmen resen yetki kullanımının doğasından ötürü bu tip tepkilerin olmasının normal karşılanması gerektiğini de ifade etmeliyim.”
Kurullarda eskiden arkeolog vardı, şimdi mühendisler yer alacak
Hidro Eletkritik Santral (HES) konusu ile doğal SİT konusunu ilişkilendirmenin kamuoyunu yanıltma amacı taşıdığını savunan Erdoğan Bayraktar, uygulamada neler değişeceğine ilişkin şunları söyledi: “Eskiden bölge kurullarında arkeolog, mimar, sanat tarihçisi, şehir plancıları meslek guruplarından uzmanlar vardı. Yeni bölge komisyonlarında biyolog, ziraat mühendisi, su ürünleri mühendisi, çevre mühendisi ve peyzaj mimarı yer alacak. Dolayısıyla doğal SİT’lerle ilgili kararlar konusuna uygun meslek mensupları değerlendirilecek. Komisyonlar, eskiden olduğu gibi 2863 sayılı kanunu uygulayacak. Doğal sit alanlarıyla ilgili uluslararası standartlara uygun temel araştırmalar yapılmak suretiyle etkin koruma sistemi geliştirilecek.”
Doğal SİT alanları hakkında bugüne kadar araştırma yapılmamış
SİT alanlarına ilişkin veri eksikliğine dikkat çeken Erdoğan Bayraktar, şöyle konutu: “Doğal SİT alanları, ulusal korunan alan sisteminin bir parçası olmasına rağmen Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın uzmanlık alanının dışında kalması nedeniyle, bugüne kadar doğa koruma ve biyolojik çeşitlilik ve peyzaj bütünlüğüne olan katkısı konusunda herhangi bir araştırma ve döküm yapılamamıştı. Yeni dönemde bu eksiklikler giderilecek. Doğal SİT alanlarıyla ilgili koruma sisteminde yetkimiz karar alıp karara aykırı hareket edenler hakkında yasal işlem yapılmasından ibaret iken, yeni düzenlemeyle özel çevre koruma bölgelerinde yürütülen etkin koruma sistemine dahil edileceklerdir.”
Etkin teşhis önemli, dönüşümün sonuçları 2012’den sonra görülür
Türkiye ’nin doğal afetlerle ilgili risk düzeyi üst seviyede bulunduğunu vurgulayan Erdoğan Bayraktar, şunları söyledi: “Bu riski yönetebilmek ancak hızlı ve etkin teşhis ve müdahaleyle mümkündür. Birikimimizi depreme karşı dayanıksız yapılar ile heyelan, taşkın, su baskını gibi nedenlerle afet riski bulunan yerlerdeki
İmar mevzuatına aykırı yapıların ve bunların bulunduğu alanların dönüşüm projelerini ve uygulamalarını yapmak veya yaptırmak üzerine yoğunlaştırmak durumundayız. Daha önce deprem ve afetlerde yaşadığımız büyük acılar, ekonomik ve sosyal kayıplar ülkemiz için dönüşüm projelerini ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Bakanlığımızın özellikle 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile aldığı yeni yetkilerin asıl mahiyeti de budur. Bu alanlardaki dönüşüm çalışmaları hızlı sonuca giden, ihtiyaca yönelik farklı uygulama araçları ile çözüm üreten projeler olacaktır. Bakanlığımız çalışmalarıyla her yönüyle insan yaşamına değer veren ve mekânı yaşanabilir kılan uygulamaların yansımalarını 2012 yılından itibaren kamuoyu izlemeye başlayacaktır.
Bugüne kadar alınan kararlar aynen geçerli
Erdoğan Bayraktar, “Son kararnameyle 1234 doğal sit alanıyla ilgili kararlarının yeniden incelenmesinin yolu açıldı. Bu şekilde SİT’lerin adeta yok edileceği ve HES’lerle ilgili dava süreçlerine de darbe vurulacağı iddia ediliyor” sorusuna,e “Bugüne kadar SIT alanlarıyla ilgili alınan tüm kararlar aynen geçerlidir” yanıtını verdi.
Zaman ve kaynak tasarrufu yapmaktan başka şey değil
Erdoğan Bayraktar, “resen yetki kullanma kararıyla bakanlığın projelerinin hiçbir engelle karşılaşmadan dilediği gibi uygulama imkânına kavuştuğu” ve “tek karar verici konumuna geldiği” gerekçesiyle gösterilen tepkileri şöyle değerlendirdi: “Resen yetki kullanımı, önceki dönemlerin ‘yerine geçme’ veya ‘etrafından dolaşma’ çabalarının aksine, esasen temel gerekçelerini ve yer seçimi uygunluğunu sağlamış yatırımların proaktif bir yaklaşımla gerçekleştirme periyodunu hızlandırmak ve yeni yatırımlar için zaman ve kaynak tasarrufu yapmaktan başka bir şey olmadığını anlamamız gerekiyor. Ülkemizde planlama ve uygulamadaki çok başlılığın çözümüne yönelik önemli düzenlemeler yapılarak bakanlığımızın bu alanda düzenleyici ve denetleyici rolü güçlendirilmiştir.”
Hürriyet
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder