2 Mayıs 2012 Çarşamba

Birlik, dayanışma, mücadele için yüz binler toplandı


İstanbul’da Taksim’e akın eden yüz binlerce işçi ve emekçi, AKP Hükümetine yönelik sert eleştirilerini döviz ve pankartlara, sloganlarına yansıttı. Üç koldan yapılan yürüyüş boyunca mücadele ve dayanışma çağrıları yapıldı.
Şişli kolundan, DİSK, Sendikal Güç Birliği Platformu, Oyuncular Sendikası, direnişteki Hey Tekstil işçileri, Ruhi Su Dostlar Korosu, Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin taraftan grupları, ESP, Halk Cephesi, Köz, Kaldıraç, Partizan, Mücadele Birliği, DHF ve yöre dernekleri yürüdü.    Şişhane kolunda KESK, HDK, Emek Partisi, BDP, ÖDP, UİD-DER, Feministler, LGBTT, Üniversite öğrencileri, ÖGD, TÖPG ve DSİP döviz ve pankartlarıyla yer aldı.   TMMOB, TTB, TKP, Halkevleri, CHP ve İşçi Partisi ise Dolmabahçe kolundan alana girdiler.
SENDİKALAR GÜÇLÜ KATILDI
Fabrikaların ve işyerlerinin tatil olması nedeniyle sendikalar mitinge katılımlarını geçen yıllara oranla ikiye katladılar.
Şişli kolunun en kitlesi kortejini Genel-İş, Birleşik Metal-İş, Petrol-İş, Kristal-İş ve Tez Koop-İş sendikaları oluşturdu. Marmara Bölgesini İstanbul’a çağıran Birleşik Metal-İş üyeleri kendi fabrikalarının pankartlarıyla yürüdüler. Sendika değiştirdikleri için işveren baskısıyla da karşılaşmaya başlayan Bosch işçileri de Birleşik Metal-İş korteji içerisinde, “Sendikal baskılar son bulsun” sloganıyla yürüdüler. Gebze ve Kocaeli’deki üyelerini İstanbul’a çağıran Petrol-İş Sendikası Sendikal Güç Birliği Platformu kortejinin en kalabalık kitlesini oluşturdu. Lastik-İş Sendikası da Marmara Bölgesine İstanbul’a getirdiği için DİSK kortejinde katılımıyla dikkat çekti. Üyelerinin bir kısmını İstanbul Büyükşehir Belediyesi yöneticilerinin desteği ile örgütlenen Hizmet-İşe kaptıran Belediye-İş Sendikası’nın geçmi yıllara oranla mitinge katılımında azalma görüldü. Her yıl 5 bin civarında belediye işçisi ile mitinge katılan Belediye-İş bu yıl 2 binlerde kaldı. Şişli kolunun en kitlesel sendikası olan Genel-İş üyeleri davul zurna eşliğinde halaylar çekerek alana girdi.
TÜRK-İŞ PROTESTO EDİLDİ
Türk-İş konfederasyonunun merkezi olarak Bursa’da miting yapma kararına uymayan Harb-İş İstanbul Şubeleri kitlesel bir şekilde alanda yerini aldı. Karar uymayan Selüloz-İş İstanbul Şubesi, Yol-İş 1 No’lu şube de diğer kitlesel katılımı sağlayan sendikalar oldular. Liman-İş, BASS da İstanbul’da mitinge katıldı. Konfederasyonlarının kararı doğru bulmayan işçiler, Türk-İş’e tepki de gösterdiler.   SGBP ve Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu kitlesel olarak 1 Mayıs’a katılsa da konfederasyon düzeyinde katılma kararı olmaması nedeniyle Türk-İş korteji geçmiş yıllara oranla daha az oldu.
OYUNCULAR ALANLARDA
Oyuncular Sendikası ve DİSK’e bağlı Sine-Sen sendikalarının kitlesel katılımı da son günlerde Başbakanın tiyatroculara yönelik açıklamalarına bağlı olarak yüksekti. Oyuncular, tiyatroların özelleştirilmesine ve çalışma saatlerine ilişkin tepkilerini alana yansıttılar.
Tüm Türkiye’yi İstanbul’a çağıran Halk Cephesi de kitlesel katıldı. Ücret ve tazminat alacakları ödenmeden işten atılan ve aylardır direnişte olan Hey Tekstil işçileri de “Direne direne kazanacağız, Yaşasın 1 Mayıs” pankartı ile 1 Mayıs’a katıldılar. Nisan ayında iş cinayetlerinde 80 işçinin yaşamını yitirmesine tepki gösteren İstanbul İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi de mitinge pankartları ile katılarak, iş cinayetlerinin önlenmesi için tedbirlerin alınmasını istedi.   “Özgür Basın Varsa, Özgür Toplum Vardır” ve “Dışarıdaki gazeteciler” pankartları ile yürüyen Türkiye Gazeteciler Sendikası üyeleri, tutuklu olan gazetecilerinde fotoğraflarını taşıdılar.  
GREV VE TİS İSTEDİLER
Tarlabaşı kolunda sabah 08.00’den itibaren bir araya gelen KESK, HDK, ÖDP, UİD-DER, feministler, LGBTT bireyler,  ÖGD, TÖPG, DSİP, HAS Parti, Anti Kapitalist Müslüman Gençler saat 10.00’dan itibaren Taksim’e doğru yürüyüşe geçtiler. Tarlabaşı kolunun en önünde KESK ve bağlı sendikalar yürüdü. Bu kolda, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDK milletvekilleri Levent Tüzel ve Sebahat Tuncel, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, EMEP, BDP, ÖDP İstanbul İl başkanları ve yöneticileri üyeleriyle birlikte yürüdü. KESK kortejinin en önünde 6 dilde yazılı “Yaşasın  1 Mayıs” pankartı yer alırken, önceki gün başlayan toplusözleşmelere gönderme yapan “Grevli toplu sözleşme” pankartı dikkat çekti. KESK üyeleri tutuklu üyeleri, Suriye’ye yönelik AKP politikası, Kürt sorununun demokratik çözümünü içeren pankartlar da açtılar.  
KESK’e bağlı sendikalar içinde en kalabalık korteji Eğitim Sen üyeleri oluşturdu. Bazı okullar kendi pankartlarıyla kortejde yer alırken, birçok öğrenci de öğretmenleriyle birlikte yürüdü. Eğitim Sen Üniversiteler Şubesi üyeleri,  tutuklu bulunan Profesör Doktor Büşra Ersanlı’ya özgürlük isteyen tişörtler giyerken, üniversitelerdeki gericileşmeye, baskılara ve kadrolaşmaya tepki gösteren pankart ve dövizler taşıdılar.
Eğitim Emekçileri 4+4+4 sistemine tepki gösteren pankartlar ve dövizler de taşıdılar.
SAĞLIK POLİTİKALARINA TEPKİ
Eğitim emekçilerinin arkasında yürüyen SES üyeleri, sağlıkta şiddet olaylarına, AKP’nin sağlık politikalarına tepki gösteren sloganlarla yürüdüler. 4 dilde “Güvenceli iş, güvenceli gelecek” pankartı açan SES üyeleri, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a tepki gösteren sloganlar da attılar.
BTS üyeleri Haydarpaşa Garı’nın yok edilmesine tepki gösteren pankart ve dövizlerle yürürken, Yapı-Yol Sen üyeleri ise oto yolların özelleştirmesine karşı pankart ve dövizlerle yürüdü. Kültür Sanat Sen üyeleri ise tiyatrolar üzerindeki baskılara tepki gösteren sloganlarla yürüdüler. Tüm Bel-Sen üyeleri de toplusözleşme haklarına ve AKP’li belediyelerin üyelerine yönelik baskılarına karşı taleplerinin yer aldığı pankart ve dövizlerle yürüdüler.
Bu kolda yürüyen feministler “Evde, işte, sokakta erkek egemen kapitalizme karşı direniyoruz” pankartıyla yürüyüşe katıldılar. Halkların Demokratik Kongresi bileşenleri 14 dilde yazılı “Yaşasın 1 Mayıs” pankartı arkasında yürürken, BDP ve EMEP HDK bu koldaki en kitlesel kortejleri oluşturdular.
Tutuklu arkadaşları için yürüyen üniversite öğrencileri ise  üniversitelerdeki soruşturmaları ve baskıları protesto eden dövizler taşıdılar.
MESLEK ÖRGÜTLERİ DOLMABAHÇE’DEN YÜRÜDÜ
Son günlerde sağlıkçılara uygulanan şiddet olaylarına karşı onbinlerle kitlesel eylemler, iş bırakmalar yapan sağlıkçıların 1 Mayıs’a katılımı yüksek olmadı. Dolmabahçe’den Taksim yürüyen TTB, sağlık alanında uygulanan politikalara tepkilerini gösterdi. sağlıkçılar, “Sağlıkta ticaret ölüm getirdi”, “Taşeron her yerde ölüm demektir” sloganları attı. TKP ve Halkevleri Dolmabahçe yürüyüş kolunun en kitlesel kortejlerini oluştururken, Yol-İş İstanbul 1 No’lu Şube de yürüyüşe buradan katıldı. Yol-İş kontejinin en önünde 4 gün sonra idam edilmesinin 40. yılı olan Deniz Gezmiş fotoğrafı taşındı. Yol-İş üyeleri de bin kişi ile miting alanına girdi.
Miting alanında DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, KESk Genel Başkanı Lami Özgen, TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, TTB Genel Başkanı Eriş Bilaloğlu, Sendikal Güç Birliği Platformu adına Tez Koop-İş 5 No’lu Şube Başkanı Rabia Özkaraca ve direnişteki işçiler adına bir işçi konuşma yaptı.
(İstanbul/EVRENSEL)
TÜRK-İŞ’İN TUTUMU İŞÇİLERE KARŞI
Türk-İş kortejinde yürüyen işçiler, konfederasyon yönetiminin 1 Mayıs’ı bölen tutumuna tepki gösterdiler. Harb-İş Sendikası Anadolu Şubesi Eğitim Sekreteri Menderes Özcan, Türk-İş yönetiminin ve Başkanı Mustafa Kumlu’nun tutumunu doğru bulmadıklarını, hem hak gasplarına hem de Türk-İş’in tutumuna karşı mücadele edeceklerini söyledi.
Tez Koop-İş üyesi olan Carrefour işçisi Erdal Bakıroğlu, Türk-İş yönetimini tutumun işçi sınıfa karşı bir tutum olduğunu bu yanlış tutumun karşısında, 1 Mayıs alanında olduğu gibi, durmaya devam edeceklerini belirtti.
DİRENİŞTEKİ HEY TEKSTİL İŞÇİLERİ ALANDAYDI
Direnişte olan Hey Tekstil işçileri de 1 Mayıs alanındaydı.
Direnişte 87. gününü geride bırakan işçilerin sloganlarında taleplerinin yanı sıra, sınıf dayanışması vurgusu dalgalandı. İşçilerden Mehmet Zeki Gördeğir, ilk kez aynı işyerinde çalıştığı işçi arkadaşlarıyla birlikte 1 Mayıs alanında olduğunu söyledi. Daha önceki 1 Mayıs’lara bireysel olarak katıldığını söyleyen Gördeğir, bu yıl 1 Mayıs’a kendi direnişleri anlatmak ve talepleri haykırmak için geldiklerini bundan sonra hak arama eylemlerinde Hey Tekstil işçiyerinin yerlerini alacağını duyurdu.
İŞÇİLERİN BİRLİĞİ HALKLARIN KARDEŞLİĞİ İÇİN
Tarlabaşı kolunda yürüyen Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyeleri,  bu kolun en kalabalık kortejini oluşturdular. 14 dilde “Yaşasın 1 Mayıs” ortak pankartını açan HDK bileşenleri AKP’nin Kürt sorunundaki baskıcı tutumunu, Roboski katliamının aydınlatılmamasını, iş cinayetlerini, işçi ve emekçilere dönük saldırı yasalarını protesto ettiler. On binlerce kişiyle yürüyüşe katılan BDP üyeleri, AKP’ni Kürt politikasına tepki gösterirken, emeğe yönelik baskıları da protesto eden pankart ve dövizlerle yürüdüler. “Yaşasın 1 Mayıs” yazılı tişörtlerle yürüyen Kürt gençler, kimliklerini havaya kaldırarak sık sık “Kimliksiz yaşamak istemiyoruz” sloganını attılar. Tutuklu Kürt gençlere özgürlük isteyen dövizlerin de çokca yer aldığı BDP kortejinde “Sosyalizimde ısrar insanlıkta ısrardır” pankartı da açıldı.
“Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği” pankartı arkasında yürüyen Emek Partisi 10 bine yakın katılımla bu kolun diğer en kalabalık kortejini oluşturdu. Örgütsüz işçilerinde yürüdüğü EMEP kortejinde, AKP Hükümeti’nin işçi düşmanı politikalarına, Kürt politikasına ve Suriye politikasına tepki gösteren pankartlar da açıldı. Emek Gençliği üyeleri üniversite ve lise pankartlarının arkasında yürürken tutuklu bulunan merkez yöneticileri Eren Yurt’a destek veren sloganlar attılar.
ÖGD, TÖPG, UİD-DER, Liseli Kıvılcım, Sdev-Genç Birliği üyeleri de kendi pankart ve dövizleriyle yürüdüler.
ÖRGÜTSÜZ İŞÇİLER TALEPLERİNİ DİLE GETİRDİ
Emek Partisi’yle birlikte kutlamalar katılan örgütsüz işçiler de talepleriyle kutlamalardaki yerlerin aldılar. Çağlayan Tekstil işçileri güvenceli çalışma talebiyle yürüyüşe katılırken, tersane işçileri ve Kıraç İşçi Sendika Dayanışma Merkezi üyeleri iş cinayetlerine karşı yürüdüler.
ÖĞRENCİLER TALEPLERİYLE
1 Mayıs’ta öğrenci gençliğin katılımı da oldukça kitleseldi. Özellikle liseli gençlik yaklaşan LYS sınavına tepkilerini dile getirdikleri pankartlar taşıdılar. Meslek liseli öğrenciler ise staj adı altında fabrikalarda yaşadıkları sömürüye karşı çıktılar. Üniversiteli gençler ise özellikle son dönemde üniversitelerde artan baskıları pankart ve dövizlerine yansıttılar. Demokratik, parasız ve nitelikli eğitim isteyen üniversite öğrencileri, baskılara karşı birlikte mücadele çağrısı yaptılar.
ŞİŞLİ KOLUNDA TARAFTAR GRUPLARI DA VARDI
İstanbul’daki 1 Mayıs kutlamalarınının Şişli kolunda taraftarlar açısından renkler önemini yitirdi, Galatasaraylılar, Fenerbahçeliler, Trabzonlular ve Beşiktaşlılar birlikte kutlamalara katıldı. Galatasaray ve Fenerbahçe taraf grupları Spor Sen pankartı arkasında kendi takımlarının flamalarıyla yürürken, Beşiktaş ve Trabzonspor’un taraf grupları ise ayrı yürüdü.
Galatasaray taraftar grubu Tek Yumruk grubundakiler, Che Guavara’nın “Hasta La Victoria Siempre (Kurtuluşa Kadar Savaş)” sözünün yazılı olduğu dev pankart ile “Endüstriel Futbola Karşı Yaşasın 1 Mayıs” yazılı döviz taşıdı. Galatasaray taraftar grubundan doktor lakaplı Alpay Genç, 1 Mayıs’a ülkenin sorunlarına karşı duyarsız olmadıklarını göstermek için katıldıklarını belirtti. Genç, Fenerbahçe taraflarıyla yürümelerini de renklerin kardeşliği olarak yorumladı. Fenerbahçe Sol Açık taraftar grubundan Zafer Abravci, 1 Mayıs’ta halkın yanında oldukları için geldiklerini söyledi. Abravci, temiz ve güzel bir futbol istediklerini de anlattı.
Beşiktaş Çarşı Grubu’ndan Cem Yakışkan, her yıl 1 Mayıs’a geldiklerini belirtti. Tepkilerini dile getirmek için alanda olduklarını anlatan Yakışkan, Fenerbahçe ve Galatasaray taraftar gruplarının da alana gelmesinden dolayı mutlu olduklarını söyledi. Son yaşanan şike gelişmelerine de değinen Yakışkan, bu tartışmaların futbolun güzelliğini gölgelediğini dile getirdi.
evrensel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var